28- Mart- 2015
" Zeynep!"
Kapısını tıklatarak içeri giren babası geçmişteki yolculuğundan kopardı genç kızı. Aynanın karşısında saçını tarıyordu. Babası odasına girince ayağa kalkarak karşıladı.
" Efendim?"
Yüzündeki öfke renk değiştirmiş, yerini endişeye bırakmıştı. Kızına karanlık bakışları eşliğinde;
" Sana bir şey soracağım!" Dedi.
Genç kız merakla bekledi.
" Evet?"
" Bu adam orada olduğunu hatta ne için orada olduğunu nereden biliyordu?"
O kadar kargaşanın içinde genç kız bunu hiç düşünmemişti. Babası haklıydı. Orada olduğunu ve ne için olduğunu biliyordu. Zaten bildiği için oraya gelmişti ve bütün öfkesi bu yüzdendi. Kafasını iki yana sallayarak aynı zamanda bu soruyu kendisi de merak ederek babasını cevapladı.
" Bilmiyorum!"
" Bilmiyor musun?"
" Tabi ki bilmiyorum baba! Nasıl bilebilirim ki?"
" Onunla herhangi bir bağlantın yok değil mi?"
Şu an babasının ağzından çıkan sözlere inanamıyordu. Seneler önce hayatını karartmış bir adamla neden bir bağlantısı olsundu ki? Bu insanlar kendisi hakkında neler düşünüyorlardı böyle? Bu soruya ne cevap verebilirdi? Hiçbir cümle babasının kendini itham ettiği şu davranışın karşısında yeterli kalmayacaktı. Sadece;
" Yok!" Diyebildi.
Gözlerinde biriken yaşları salmamak için büyük çaba harcadı. Babasının halini görmemesi için tekrar tuvalet aynasının önüne giderek parfüm şişelerini düzeltti.
" Bana yalan söylemezsin değil mi?"
Babası onu yaralamada sınır tanımıyordu. Gözlerine kırgın bakışlar uzatarak ve sesini kontrol etmeye çalışarak;
" Hiç söyledim mi?" Diyerek soruya soruyla cevap verdi.
Bir eli hâlâ kapının kolunda olan babası;
" Cihan geldi, ona bugün orada onu görünce korktuğunu o yüzden itiraz edemediğini söyledim!"
Babasına ifadesizce baktı. Bugün çok uzun olmuştu. Bitmeyen bugünü yaşamakta yorulmuştu. Şimdi bu adamın bu eve gelmesine ne gerek vardı?
"O... Neden burada?"
Kızına bakıyor ama ne hissettiğini, ne düşündüğünü göremiyordu.
" Ne için gelmişse o yüzden!"
" Ben 'o' adamla evlenmem baba!"
Lafı dolandırmaya ne hali, ne de isteği vardı. Babasının yapmak istediğini anlıyordu. Bir an önce kızını bu adama verip, göndermeyi, başlarındaki bu beladan böyle kurtulmayı düşünüyordu. Kendini kurban etmek babası için ne de kolaydı.
" Başka şansın yok! Görmüyor musun Allah'ın belası yine çıktı ortaya!"
" Beni bu şekilde de mi ondan koruyacaksın baba?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UKDE (Raflarda)
عاطفيةBu adamın, ikisini de mahvedecek olan bu intikam planını anlamaya çalışarak; "Nasıl bir sebep; seni sevmeyen ve sevmeyecek olan bir eşe bağlayacak kadar seçeneksiz olabilir ki?" "Benim derdim ne sevmek ne de sevilmek?" "Ya, bu benim derdimse?" Genç...