Günler olağan bir sıradanlıkla akıyordu. Aklımın bir köşesinde düşünmek istemediğim anıların dolaştığını hissediyor ama dikkatimi sürekli başka şeylere veriyordum.
Öğrencilerim en güvenli sığınağım olmuştu şu sıralar. Aradığım huzur onların şen kahkahalarında saklıydı. Ve benim için onu bulup çıkarmak bir görevden ziyade yaşam biçimi olmuştu.
"Öğretmenim şimdi senin karnında bebek mi var?" En zıpır öğrencim Sercan'dı konuşan ve bu söylediğiyle şokla irileşti gözlerim.
Göz hizasına doğru çöküp ellerimi omuzlarına koydum". "Nereden çıkardın ki onu şimdi?" dedim naif bir sesle.
"Sürekli miden bulanıyor ve kusuyorsun. Annem de böyle olmuştu kardeşim karnındayken." Söylediği gerçekten pes dedirtti içimden. "Çocuk diyip geçmemek lazımmış gözlerinden de bir şey kaçmıyor." diye mırıldandım. Ama maalesef gerçeği söyleyemezdim. Hasta olduğum yalanını çıkaracakken dilimden, kapıdan gelen sesle irkildim.
"Evet hamile seni akıllı bıdık." Yüksek sesle söylenen cümle bütün sınıfta coşkuyla karşılandı ve çevrem birden öğrencilerimle sarıldı. Onların kucaklamalarına karşılık verirken içim sinirle dolmuştu ama yüzümdeki gülümsemeyi kalıcı tutmaya çabalıyordum.
"Tamam yeter boğulacağım artık. Biraz mola verelim olur mu?" derken ayağa kalktım ve sinirle döndüm bu patavatsız konuşana.
"Ne hakla" diye tıslarken o keyifle kapıya yaslanmış arkamda bıraktığım coşkulu minik kalabalığı seyrediyordu.
Kızgın gözlerimi gözlerine sabitlemek için odağına girdim. Yüzündeki aptal sırıtışı yumruk atarak silmek istiyordu içimdeki öfke bulutu. Ama tabiki yapamadım.
"Nasıl söyleyebilirsin bunu?" dedim kısık sesle dişlerimin arasından.
Kahverengi gözler keyifle kısılırken karşımda, sinirimi zapt etmek için savaş veriyordum.
"Niye ki. Bir kaç ay sonra karnın büyüyünce anlamayacaklar mı sanki?" dedi alayla. Dediği doğruydu ama bunun bu şekilde ortaya çıkması ve devamında velilerden gelecek sorulara şu an için hazırlamamıştım kendimi.
"Berk bu senin üzerine vazife değil."
"Ne demek değil." dedi gözlerimin içine bakarak. Sonra tüm sınıfı hedef alarak yüksek sesle devam etti konuşmasına. "Benim bebeğim ve annesi benim için her şeyden önemli."
"Ne dedi o?" diyen iç sesime inat beynimin algıları gayet açıktı.
Kolundan tutup sınıfın dışına sürükledim onu bir hışımla.
"Berk ne saçmalıyorsun sen. Gayet iyi biliyorsun ki o senin bebeğin falan değil."
Dediğimle gözlerinde bir anlığına dolaşan öfkeli karanlıklar, hemen alaycı parıltılara bıraktı yerini."Günlerdir izliyorum seni. Tek başınasın. Kimsenin yanına gelip seninle ilgilendiği yok. Ve gördüm ki doğurmaya da kararlısın. Tek başına yapabilecek misin gerçekten? Hem baban biliyor mu bu durumu?"
Aklımı kaçıracaktım gerçekten. Ne diyordu bu adam? Bir sapık gibi izlemiş beni. Haklı olması bir yana yine babamı konuya dahil etmesiyle üstüne yürüdüm. İşaret parmağımı göğsüne bastırıp "Babamı karıştırma bu işe. Sakın" dedim son kelimenin üstüne basa basa.
Göğsündeki elimi avucunu içine aldı ve ben hızla geri çektim. Sıkıntıyla nefes verirken elini saçlarının içinden geçirip, parmaklarıyla alt dudağını sıktı iki yandan. Bu hareketi ciddileştiğinde yapardı hep.
"Bak Eylül biliyorum bir hata yaptım. Ama sen de boş durmadın maşallah." Tam söylediğine sinirle tepki verecektim ki ellerini özür mahiyetinde hava kaldırıp devam etti.
![](https://img.wattpad.com/cover/129776625-288-k582967.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MASUMİYETİN BEDELİ
Fiksi Umumİnsan katilini sevebilir mi? O sevdi... Koşulsuz ve geri dönülemez bir şekilde aşık olduğu adam masumiyetinin, saflığının ve tüm güzel duygularının katiliydi. #1 mafya 28.03.2019 #4 ask 26.03.2019 #5 ask 19.03.2019 *** Onu bulmak için 2 gün gere...