4.9

87.5K 6.5K 3.3K
                                    

Mehir Sırma Olukçu

"Kızım vallaha kilo vermişsin sen." Gözlerimi devirdim.

"Anne!"

"Çık şu tartıya! Doğru düzgün yemek yemiyorsun, eskisi gibi çemkirmiyorsun. Sende bir haller var." Ofladım.

"Anne valla bir şey yok ya!" Gözlerini kıstı.

"Çık dedim şu tartıya." Yanaklarımı şişirdim ve tekrar serbest bıraktım. Pes edip tartıya çıktım ama kiloma bakmadım.

"Ben sana demedim mi?! Kilo vermişsin." Gözlerimi devirerek kiloma baktım. Gördüğüm şeyle çığlık attım.

"Anne! 56 kiloyum!" Kaşlarını çattı.

"Valla mı? Ben görmemiştim(!). Sen bana 59 kiloyum dememiş miydin?"

"Anne valla diyet yapmıyorum ya! Ders çalışırken diyet yapamıyorum ki ben."

"O zaman nasıl üç kilo verdin Mehir?! Niye kendine dikkat etmiyorsun?!" diye bağırdı. Güldüm.

"Anne bir dur 56 kilonun sevincini yaşamak istiyorum." Kolumu cimcikledi.

"Ya anne! Acıdı ya!"

"Sen bir daha böyle düzensiz beslen, bak ben sana ne yapıyorum!" Ofladım.

"Anne ya! Ne güzel kilo vermişim işte! Tamam dikkat ederim."

"Oflama annene!" Gözlerimi devirdim.

Bu kadın niye sakin olamıyordu lan?!

"Parka gidebilir miyim anne? Biraz hava almak istiyorum, hem hava da güzel." Kaşlarını kaldırdı.

"Kızım bir sıkıntın mı var?" diye sordu yumuşak bir sesle.

Lan annem kesin ikizler burcu.

Az önce bağırmıyor muydu?

Hemen bir bahane bul, Mehir.

"Bilmiyorum anne ya, ya sınavı kazanamazsam? Çok emek verdim." Gülümsedi.

"Sakin ol kızım. Bak, birkaç gün kaldı. Sıkma canını. Sen sınava gireceksin, kaç gün sonra. Ama şimdiden moralini bozmuşsun." Başımı salladım.

"Tamam, iyi olacağım." Yanağımı öptü ve sıktı.

"Hadi git, biraz hava al." Başımı salladım. Masamın üstünden telefonumu aldım ve odadan çıktım. Sürüne sürüne kapının önüne gittim ve portmantodan spor ayakkabılarımı aldım.

Aceleyle ayakkabımı giydim ve kapıyı çekip çıktım evden. Merdivenleri koşar adımlarla indim ve kendimi dışarı attım.

Niye bu kadar daralmıştım ki?

Parka doğru yürümeye başladığımda ofladım. Ben galiba Yalın'ı çok özlemiştim. Hâlâ gelmemişti.

Resmen ağlayacak konumdaydım. Gittiğinden beri doğru düzgün konuşmamıştık. Seminere katılıp, seminer dışında da gezilere katılıyordu.

Parka girdiğimde ağacımın yanına gittim ve banka oturdum.

Sıçarım böyle işe ha!

Köpek gibi özlemiştim işte.

Ben niye bu kadar duygusalım lan?! Regl mı olacağım acaba?

Telefonumu elimde döndürüp sıkıntıyla ofladım. Kendimi çok yalnız hissediyordum.

Yalın kısa sürede her şeyim olmuştu.

Şerefsiz yılan.

Nasıl da alıştırmıştı beni kendine.

Çekirdek | Texting ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin