Inferno - Bölüm Yedi ♂

589 8 0
                                    

Inferno – Bölüm Yedi

Asansörün kapıları ikinci kez boş bir koridora açıldığında Alex dudaklarını benden ayırdı. Alnını alnıma dayayıp öylece bekledi. Göğsüm hızla inip kalkerken, sakinliğinden ödün vermeden gözlerimin içine bakmaya başladı.

"Umarım," diye fısıldadım derin soluklarımın arasında. "Umarım, o kadını memnun etmek için dudaklarını kullanmamışsındır."

Başta beni aşağılayacağını düşünsem de, dudakları hafifçe kıvrıldı. İlk defa gerçekten gülümsediğini derinlerimde hissettim. Parmakları önüme düşen bir bukleyi kenara iterken bakışlarımı kaçırma isteğime karşı çıktım.

"Değersiz bir kadının hiçbir yerinde dudaklarımı gezdirmem, Jordan." Bakışları bin kat koyulaşarak beni yerime sabitlerken burnunu elmacık kemiğime sürttü. "Ve Jordan, bilmeni isterim ki o kadın parmaklarımı kullanmama bile değmeyecek bir kadındı."

Sertçe yutkunarak hafifçe başımı salladığımda gülümsediğini gördüm. Parmakları hiçte basit bir anlam taşımayarak kolum boyunca yavaşça, bir sancı gibi sürtünürken hızlanan nefesimi düzene sokmaya çalıştım. Parmakları parmaklarıma dolandı.

"Jordan," diye fısıldadı. Aramızda neredeyse hiç mesafe olmamasına rağmen kendini bana itti. "Seni yatağa atmayı öyle çok istiyorum ki..."

Parmaklarıma dolanan güçlü parmakları hafifçe sıktım. Tıpkı onun bana yaptığı gibi ona eziyet etmeyi amaçlayarak dudaklarımı çenesine bastırdım. Küçük bir öpücüğün ardından, boyumun avantajından yararlanarak burnumu boynu boyunca sürterek derin bir nefes aldım. Öyle güzel kokuyordu ki...

"Inferno," diye fısıldadım. Onun aksine benim sesim güçlü çıkmamıştı. Acı çekiyormuş gibiydim.

Fısıltıma karşılık sessiz bir şekilde inledi. Elimi tutan parmakları bacağımda dolanmaya başladığında, gömleğinin üstteki iki düğmesini dişlerimi kullanarak açtım. Dudaklarım köprücük kemiklerine ulaştığında, uzun zamandır beklediğim bir şeyi kazanmanın vermiş olduğu mutlulukla sessiz bir mırıltı dudaklarımdan firar etti.

"Jordan, kendini frenlemelisin."

Sesi artık güçlü çıkmıyordu. Kulaklarıma ulaşan bu ses, alevler içinde yanan birine aitti. Tehlikeliydi. Kendini kastığını anlayabiliyordum.

"Bu camdan asansörün içinde, hiç kimsenin görmesini umursamadan seni öyle bir-"

Sesindeki kontrolü kaybetmeye başladığında duraksayarak öfkeyle derin bir nefes aldı. Gülümsedim. Aralanan gözleri ilk olarak dudaklarımdaki gülümsemeye takıldı.

"Elisa, istemediğin bir şey yapmadan git."

Bacağımdaki elini çektiğinde büyük bir boşluk hissettim. Bir adım geri çekilmesine rağmen onu hala yakınmış gibi hissediyordum. Bacaklarımın titremesini umursamadan yanından geçtim. Omzum omzuna çarparken, parmaklarım parmaklarını okşadı. Asansörden çıkıp arkama baktığımda karanlık bakışları üzerimdeydi.

Nedense gömleğinin üst tarafının kırışıp, kravatının çözüldüğünü görmek bana tuhaf bir gurur verdi. Gülümsedim. Ancak baştan çıkarıcı bir şekilde gülümsememe yanıt verişi, hiçte tanıdık olmayan bir hissin karın boşluğunda filizlenmesine sebep oldu.

"Bana karşı çıkmanı böyle durdurabileceğimi öğrenmek bana zevk verdi, Bayan Jordan."

Asansörün kapıları kapandı.

Cehennem Kadar DerinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin