Inferno - Bölüm Yirmi Sekiz♂
Bu inanılmaz (bana göre inanılmaz) uzun bölüme bilin bakalım ne istiyorum? Tabi ki, paragraf arası bir sürü yorum ** İyi okumalar! Yorum yaparak okuyun ama ya ahajajsh Bu bölüme deeee, 95 yorum yapalım pls. (95 yorum olmadan yeni bölüm yok bu arada) Siz, ben el ele yaparız. Bize güveniyorum 🌞
Uzun zamandır küvetteydim. Su soğumuş, ayak parmaklarım buruşmuştu. Tahminen 1 ya da 2 saat geçmişti. Alex henüz dönmemişti. Nerede olduğunu bilmiyordum ama bana zaman tanımak adına uzak kaldığını düşünüyordum. Bana zaman tanımasını gerektirecek bir durum da yoktu ayrıca...
Yerimden yavaşça kalktığımda küvetten taşan suyun bir kısmı yere saçıldı. Dolaptan bir havlu alıp, bol bir şekilde göğüslerimin üzerine kapattım. Bakışlarım aynaya çarptığında çok kısa bir an kendime baktım. Yorgun gözüküyordum. Nedense Alex'e daha önce birileriyle birlikte olmadığımı söylemek kendimi kötü hissetmeme sebep olmuştu. Sanki bu durum aramızda bir şeyleri etkileyecekmiş gibi hissediyordum. Ona cesurca dokunduğum zaman benimle dalga geçmeye hazır olduğunu hissedip geri çekilecekmişim gibi hissediyordum. Kaşlarımı çattım. Aptalca davranıyordum. Böyle bir şeyin üzerinden dalga konusu çıkarmazdı. Bu utanılacak bir şey değildi. Ya da sırf bakire olduğum için onunla uğraşmaya son verecek değildim. Kimsenin, kimseye karşı düşüncelerinin değiştiği yoktu.
Yavaş adımlarla dolabın önüne geçtikten sonra çıkardığım bol bordo kazağı ve kot pantolonu yatağın üzerine bıraktım. Alex hâlâ olmadığı için şanslı sayılırdım. Bavulumun içinden siyah bir iç çamaşırı takımına uzandıktan sonra derin bir nefes alarak onları da yatağın üzerine bıraktım. Hızlı bir şekilde üzerimi giyinirken saçlarımdan yere su damlıyordu. Pantolonumu giyip üzerimde sutyenimle banyoya döndüm. Hızlı bir şekilde saçlarımı tararken aklım Inferno'daydı. Bulduğum bir başka havluyla saçlarımın ıslaklığını alırken bir daha onun yanında içmeyi abartmayacağım konusunda kendime söz verdim.
"Elisa, ben geldim."
Alex'in güçlü sesi odayı doldurduğunda içimi sebepsiz bir rahatlık kaplamıştı. Aynı zamanda hem gergin hissetmeme sebep olup, hem de beni varlığıyla nasıl rahatlattığına şaşkın bir şekilde banyodan çıktım. Bakışları kısa bir an sutyenimde gezindikten sonra üzerindeki ceketi çıkararak dolaptan temiz bir gömlek çıkardı. Yataktaki kazağıma uzanıp giyinirken bir yandan onu izliyordum. Hızlı bir şekilde tişörtünü çıkararak kirli sepetine gönderdikten sonra ütülü gömleği ve pantolonunu askıda bırakarak banyoya yürüdü.
"Banyo yapacağım, akşama bir yemeğe katılmamız gerekiyor."
"Şu arkadaşın mı?" Dediğimde bana bakarak başını salladı. Kısa bir an duraksadıktan sonra banyonun aralık kapısını açarak kaşlarını çattı. "Buraya gel, Jordan."
"Ne oldu yine?"
Kaşlarımı çatarak olduğum yerde dikilmeye devam ederken beni tutarak içeri çekti. Klozetin kapağını kapatıp beni oraya yönlendirirken ona ayak uydurdum. Dolapları karıştırarak bulduğu fön makinesini prize takarak elime tutuşturdu.
"Abartıyorsun," dedim gözlerimi devirip yerimden kalkarken.
Sıkkın bir ifadeyle beni hafifçe ittikten sonra elimdeki makineyi alarak çalıştırdı. Aramızdaki gerginliği önemsememeye çalışarak gözlerine baktım. Ciddi bir şekilde parmakları saçlarımda gezinmeye başladığında yüzündeki ifade yumuşamıştı. Saçımın arka kısmını kurutmak adına pozisyonumuzu değiştirdiğinde aynadan onu izlemeye devam ettim. Saçlarımı parmaklarıyla tararken yavaş bir şekilde saç diplerime masaj yapıyordu. Yaklaşık 15 dakika boyunca hevesli bir şekilde saçlarımla oynamasını izledim. Sonunda tamamen kuruduğuna tatmin olduğunda makineyi kapatarak kenara bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cehennem Kadar Derin
RomanceCehennem Inferno'ydu... Beni saran kolları alevdendi, Ruhu ateşle dövülmüştü, Dudakları kıvrıldığı an isimsiz bir yangına sürüklüyordu sizi. Ben ise onun küçük cehennemiydim. O herkesi yakarken Ben, yalnızca onu alevler içinde bırakıyordum. Inferno...