Inferno - Bölüm On Beş ♂

511 8 0
                                    

Inferno – Bölüm On Beş

Gözlerim karanlığa alışmıştı. Ancak sırtımda hissettiğim aci gözlerimi açıp aydınlıkla buluşmama sebep oldu. Hafifçe kaşlarımı çattım. Odamdaydım. Başucu lambam kısık ayarda yanıyordu. Sırtımda sebepsiz bir sızlama vardı. Başım ağrıyordu. Belimin hemen altında, kalçamın üzerinde hissettiğim ağırlıkla bana dokunan kişiyi görmek adına başımı çevirdim. Uzun süredir yüz üstü yatıyor olmamın verdiği rahatsızlıktan dolayı boynum aciyordu. Arkami döndüğümde karşılaştığım yüzle duraksadım. Güçlü bir şekilde kalçamı kavrayan elin sahibi Inferno'ydu. Ancak beni şaşırtan bu değildi.

Inferno uyuyordu. Yüzünde tuhaf bir huzur vardı. Ancak kaşları hala çatılmaya hazır bir kavisle duruyordu. Dudakları memnuniyetsiz bir tavırla aşağı kıvrılmıştı. Kolları ise sahiplenir bir şekilde beni sariyordu. Bu öyle tuhaf bir manzaraydı ki soluğum kesildi. Gülümseyerek diğer tarafa döndükten sonra huzurlu anı bölmekten kaçınarak gözlerimi yumdum. Onunla daha fazla zaman geçirmek istiyordum.

Başucumdaki lambanın söndüğünü hissettiğimde endişeyle gözlerimi araladım. İstemsizce soluklarım sıklaşmaya başladığında çoktan yan dönerek sırtımı Inferno'nun göğsüne yaslamıştım. Neler olduğunu yavaşça anımsamaya başladığımda endişeyle gözlerimi kapattım. Nefes alamıyormuş gibi hissediyordum... Soluklarım kesilirken, göz yaşlarım çoktan akmaya başlamıştı. Inferno'nun sahiplenici parmakları belime dolandığında derin bir nefes almaya çalıştım. Karanlıkta endişeyle etrafı izlerken olmayan yüzler gördüğümün bilincindeydim ama bu zihnimi öylesine meşgul ediyordu ki, korkudan ne yapacağımı şaşırıyordum.

"Elisa?"

Inferno'nun uykulu sesi kulaklarıma ulaştığında hıçkırarak ağlamaya başladım. Ne yapacağımı bilemiyordum. Kendi tarafındaki lambayı açtıktan sonra hızla doğrularak beni kucağına çekti. Bacaklarının arasında öylece dururken başımı omzuna yaslamamı teşvik ederek kollarıyla beni sardı. Parmakları sırtımdaki yaraları es geçecerek saçlarımı okşarken ağlamam için bana zaman tanıdı.

"Sakin ol, Elisa. Buradayım..."

"Alex- Nefes-"

Alex beni kucağına alıp hızlıca odamın balkonuna yöneldi. Ahşap kapıyı hızla açarak soğuk havayı önemsemeden benimle birlikte öylece bekledi. Ben nefesimi kontrol altına almaya çalışırken canımı yakmamaya özen göstererek bana sıkıca sarılmaya devam etti.

"Sakin ol, küçük cehennemim. Ben yanındayken kimse sana zarar vermeyecek..."

Tuzlu göz yaşlarım yanaklarımda kuruyarak rahatsız bir his bıraktığında soluklarım düzene girmişti. Nazikçe saçlarımı yüzümden uzaklaştırdıktan sonra göz kapaklarıma küçük öpücükler bıraktı.

"Küçük cehennem demek?" Dudaklarımdan dökülen soruya karşılık, Inferno ilk kez tüm içtenliğiyle gülümsedi.

Tuzlu göz yaşlarım yanaklarımda kuruyarak rahatsız bir his bıraktığında soluklarım düzene girmişti. Nazikçe saçlarımı yüzümden uzaklaştırdıktan sonra göz kapaklarıma küçük öpücükler bıraktı.

"Sabah uyandığında sana tüm bunların narkozdan kaynaklandığını söyleyeceğim."

Inferno beni tekrar yatağa bırakırken gülümsedim.

"Inferno," diye mırıldandım gözlerim uykunun ağırlığıyla kapanırken. "Bana öyle seslenmen hoşuma gitti."

"Biliyorum, Jordan."

Bu noktadan sonra arkama yaslanıp biraz yorumlarınızı okumak istiyorum 40K tıklanma almış bir hikayeden bahsediyoruz. Bazı sebeplerden kaldırmak zorunda kalmış olsam da buradaki eski aktifliği özlüyorum. Hadi gelin, yorum yapın. Sohbet edelim.

Cehennem Kadar DerinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin