Inferno - Bölüm Yirmi Yedi♂
Bu bölüm Alex Inferno tarafından anlatılmaktadır... Bu yüzden 90 yorumu görelim, Alex bu sonuçta... Inferno olan 👶🏻
Otelden ayrılmamın üzerinden yalnızca 17 dakika geçmişti. Hava alanına giriş yapmış, Scarlet'in uçaktan inmesini bekliyordum. Bir yanım Elisa'yı yalnız bıraktığım için kızsa da diğer yanım otelden ayrılmayacağına güveniyordu. İnat için yapacağı şeylerin sınırı yoktu.
Arabadan indikten sonra uçağın merdivenlerine doğru yol aldım. Uzun süredir Scarlet'ı bekliyordum ancak henüz inmemişti. Cidden pilotum için endişelenmeye başlamıştım. Yolcu koltuklarının arasında ilerlerken Let'in ortalarda bir koltukta rahat bir şekilde yayılıp uyuduğunu gördüm. Onu görmeyeli uzun zaman oluyordu. Yatağımda yer edinmeden hayatımda en uzun kalan kadın olarak benim için yeri başkaydı. Oldukça iyi bir dosttu. Uyuduğu koltuğun arkasına geçtikten sonra keyifle sırıttım. Onunla biraz oynamam sorun olmazdı herhalde...
Koltuğun iki tarafını sıkıca kavrayarak sallamaya başladığımda saniyeler içinde Let, simsiyah gözlerini açarak bana baktı. Yüzünde öfkeli bir gölge kol geziyordu.
"Eee, naber?"
Scarlet yüzündeki ciddi ifadeyi bozmadan bana baktı. "Bunu başka biri yapsa ölürdü, Lex," dedi ve hafifçe gülümsedi.
Koltuğun arka kısmından ayrılıp koridora yürürken göz ucuyla ona baktım. Hiç değişmemişti. Aynı tehlikeli ifadesini koruyordu.
"Yanında birileri olmasını bekliyordum, Let. Neden yalnızsın?" Diye sorduğumda hafifçe gerinerek oturduğu yerde doğruldu.
"Çünkü Lucien yanımda ne zaman birini görse o kişi yaralanıyor."
Scarlet koltuktan kalkarken onu onaylarca başımı salladım. Kendisi gibi tehlikeli bir ailesi vardı. Aile düzenlerini anlamanız için oldukça kafa patlatmanız gerekiyordu. Sanırım özündeki iyiliği saklayabilen tek kişi Scarlet'ti.
"Lucien'in söylediklerini çok umursuyormuşsun gibi konuşma. İstesen yanında birileri olurdu. Sorun senin istememen," dedim uçağın merdivenlerine ulaştığımızda.
"İyi noktaya değindin."
Scarlet tanıdığım en özgür insanlardan biriydi.
Sanırım kendime en uygun arkadaşı bulduğum için şanslıydım.
"Kanada'yı seviyorum," dediğinde uçaktan inmiştik.
Hava alanının ilerisindeki kalabalığa kısa bir göz attıktan sonra gülümsedim. Evim dışında olmayı ben de seviyordum. Yeni bir yerlerde olmak, yeni insanlarla tanışmak güzeldi.
"Ben de uzun zamandır gelmiyordum, buraya dönmek iyi oldu. Arabaya atla, sana harika bir ev ayarladım."
Arabanın kilidini açarken göz ucuyla Scarlet'a baktım. Otelde kalmak istemeyeceğini biliyordum. Daha özgür bir alanda, kimse onu rahatsız etmezken takılmayı severdi.
"Teşekkür ederim," dedi arabanın kapısını aralarken.
Arabayı çalıştırarak çıkışa ilerlemeden hemen önce pilota eve dönebileceğine dair kısa bir mesaj attım. Şimdilik burada kalacak gibi gözüküyorduk. Elisa'nın babası sürpriz olayını duyunca izin vermişti ancak çok da hevesli değildi. Uzun süre burada kalarak kimsenin sinirini bozmak istemiyordum. Özellikle Elisa buraya zorla gelmişken her şeyi burnumdan getirebilirdi.
"Ee, nasıl gidiyor?"
Scarlet'ın sorusuyla dikkatimi yoldan ayırıp kısa bir an ona baktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cehennem Kadar Derin
RomansaCehennem Inferno'ydu... Beni saran kolları alevdendi, Ruhu ateşle dövülmüştü, Dudakları kıvrıldığı an isimsiz bir yangına sürüklüyordu sizi. Ben ise onun küçük cehennemiydim. O herkesi yakarken Ben, yalnızca onu alevler içinde bırakıyordum. Inferno...