Inferno - Bölüm Otuz Altı♂
Alex karşımda öylece dikilmiş dururken nereye kaçacağımdan bihaber şekilde olduğum yerde donup kalmıştım. Biraz korkarak yerimde hareketlendiğim sırada hızlıca bana yaklaşarak arkamdaki duvara yaşlanmama sebep oldu. Soğuk duvar ve sıcak teni arasında gelgitler yaşarken arsız dudakları tam göz hizamda durmuş, beni baştan çıkarıyordu.
"Yalandı değil mi," diye sordu çenemden hafifçe tutup gözlerinin içine bakmamı sağlarken.
Yalan değildi. Ama Inferno bana o şekilde bakmaya devam ederse kendimi yalancı çıkarmak adına her şeyi yapabilecek konuma düşecektim.
"Değil," diye fısıldadım.
"Peki, nasıl telafi edeceksin?" Çenemdeki parmakları yavaşça omzuma yöneldiğinde ne yapacağımı bilemez şekilde derin bir nefes aldım.
"Nasıl telafi etmemi istersin," deyiverdim. Benden daha tecrübeli olduğu ortadaydı. Belki bir kerecik olsun onun izinden gidebilirdim.
"İki seçenek sunuyorum," dedi dudakları şakağıma çarparken. "Bir," diye fısıldadı, "şu an istediğini yaparsın."
Olduğu yerde hafifçe doğrulup kendini bana yasladıktan sonra devam etti. "İki, bir gün boyunca istediğim her şeyi yaparsın."
Karşımda iki seçenek vardı. Başlattığım bu oyunu bitirecek iki seçenek karşımda boylu boyunca uzanan iki yatak gibiydi. İlk seçenek, yani ilk yatak, kuş tüyünden yapılma yumuşacık bir huzur vaat ediyordu. İkinci yatak ise taştandı. Ve ben zihnime dolan arsız düşünceleri derinlere iterken zor olanı seçtim.
"İkinci yatak," diye fısıldadım.
"Anlamadım-"
"İki- İki," dedim sözünü keserek. "İkinci seçenek," diye yineledim.
"Yatak?" İnatçı bakışlarından kurtuluşum olmadığını bildiğimden cevap vermekten kaçarak kollarından kurtuldum.
"Hadi, sen toplantına dön," dedim koltuğa ilerlerken.
"Artık toplantı yok," diye mırıldandı.
Koltuğa oturduktan sonra televizyonun kumandasına uzandım ve izleyecek bir şeyler bulmak için kanallarda gezmeye başladım. O sırada halen ayakta dikilen Inferno'ya çarptı bakışlarım. Olduğu yerde durmuş, onu yanıma çağırmam için öylece bekliyormuş gibiydi. Bir milim dahi oynamamıştı...
"Gerçekten davet mi bekliyorsun," dedim alayla.
"Hayır, buradan göğüslerin çok net gözüküyor," diye mırıldandı.
Söylediklerine karşı hızla üzerimdeki bol tişörtü düzeltirken acele etmeden koltuğa yaklaşarak tam yanıma oturdu.
"O geceden sonra iyisin değil mi," diye sordu Alex.
Bir tutam saçımı kulağımın arkasına sıkıştırırken güzel bakışları üzerimdeydi. Olayların olduğu geceden bahsettiğini adım gibi iyi biliyordum. İçimi dolduran korku tazeydi, kaybetme korkusu.
"İyiyim ama bu o gece hakkında konuşmayacağımız anlamına gelmiyor," dedim.
Sakladığı ya da saklamaya çalıştığı ve üzerini gizlice örttüğü ne varsa bilmek istiyordum.
"Her şeyi anlatacağım, söz."
Alex'in bakışları yüzümde gezinirken dudaklarına ne kadar yakın olduğumu fark ederek hafifçe başımı kaldırdım. Sıcak dudaklarımız birleşmek üzereyken çalan telefon sesi bana kendimi geri itmem gerektiğini haykırsa da kendimi Alex'e yaklaştırarak soluğunu en derinlerimde hissedercesine öpmeye başladım onu. Ancak Alex'in dudakları benden ayrılmadan cebindeki telefona uzandı. Ekrana bakma gereği bile duymadan aramayı açtığında kaşlarımı çattım.
"Bunu nasıl yapabilirsin Alex!"
Telefondan taşan kızgın kadın sesine karşılık kendimi hafifçe geri çektim.
"Aklın neredeydi de böylesi bir yatırımı elinin tersiyle ittin? Sana olan güvenimi boşa çıkarmana az kaldı!"
"Anne, bunu daha sonra konuşalım-"
"Daha sonra yok," diye bağırdı telefondaki ses.
Gergin bir şekilde bakışlarımı televizyona dikerek öylece bekledim. Alex'i toplantısından eden kişi ben olduğum için oldukça utanıyordum. İşlere yalnızca kendi tarafımdan bakmıştım, karşımdaki adamın koskoca bir holding yönettiğini unutmuştum üstelik...
"Anne, seni daha sonra arayacağım-"
"Bu sefer kim var yanında, Bay Inferno," diye bağırdı telefondaki hırslı ses. "Sosyetede yatmadığın bir kadın kalmış mıydı çok merak ediyorum?"
Alex'le gözlerimiz birleştiğinde derin bir nefes alarak oturduğu yerden kalktı. Şaşkın bakışlarım tekrardan önüme dönmüş olsa da bir yandan Alex'in adımlarını takip ediyordum. Adımları mutfakta durduğunda kalkıp yanına koşma isteğimi zorlukla bastırdım.
"Bu konuyu kapatmıştık." Alex'in sesi koridoru aşıp bana ulaştığında ben de derin bir nefes aldım.
Benim yüzümden annesiyle birbirine girmiş sayılırdı.
Düşüncelerimle cebelleştiğim sırada evi mutfaktan geldiğini varsaydığım korkunç bir ses doldurdu, silah sesi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cehennem Kadar Derin
Storie d'amoreCehennem Inferno'ydu... Beni saran kolları alevdendi, Ruhu ateşle dövülmüştü, Dudakları kıvrıldığı an isimsiz bir yangına sürüklüyordu sizi. Ben ise onun küçük cehennemiydim. O herkesi yakarken Ben, yalnızca onu alevler içinde bırakıyordum. Inferno...