(+18 içerik vardır. Rahatsız olacakları pistten alalım.)
*Ne kadar yorum o kadar bölüm arkadaşlar...
Inferno - Bölüm Yirmi ♂
Inferno'nun kollarındaydım. Kendimde bir şeyler söyleyecek gücü bulamıyor oluşumun yanı sıra, o da sessizdi. Sakinleşen nefesi saçlarımda dalgalanıyordu. İkimizde kelimenin tam anlamıyla kendimize gelene kadar yerimizden ayrılmamıştık. Inferno'nun, arkamdan kızaran yüzümü izlediğini tahmin etmem çok zor değildi. Bakışlarım sönmekte olan şöminenin küçük korlarını izliyordu. Parmaklarım beni tutan kollarına can havliyle dolanmış gibiydi... Ondan ayrılamıyordum.
"Jordan, orgazm olurken gururla yüzüme bakan sen olmasan utandığını düşüneceğim," diye fısıldadı dudaklarını kulağıma bastırırken.
Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım. Hissettiğim onca duygunun arasında bastırılmış bir utanç olduğunu inkar edemiyordum. Ancak hepsinin ötesinde kendimi çok çabuk bıraktığımı düşünüyordum. Ona karşı koyabilirdim. Diğer zamanlar geçiştirip, ara vermeden onunla uğraşmış olmam gibi aynı oyuna devam edebilirdim. Ama zihnim bir anlığına susmuş, Inferno'nun oyununu izlemeye koyulmuştu. Bana dokunuşlarını reddedememiştim.
"Cidden seni susturmak için sana dokunmam gerektiğini bilseydim, en baştan beri parmaklarım üzerinde olurdu, Elisa."
Kaşlarımı çatarak bakışlarımı ona çevirdiğimde yüzündeki kendini beğenmiş ifadeyle karşılaştım. Bu ifadeyi görmeyeli uzun zaman olmuştu. Konuşmam için beni kızdırmaya çalışıyor olmasını önemsememeye çalıştım. Ancak damarıma basmaya devam ediyordu.
"Ayrıca ismimi orgazm olurken inlemen oldukça etkileyiciydi, küçük cehennem. Normalde bana soyadımla seslenmekten vazgeçmiyorsun..." Dedi gülümsemeye devam eerken. Benimle oynuyordu.
"Bundan şikayetçi misin?"
"Hayır, orgazm sırasında ismimi söylemen gayet hoş-"
"Budala," diye mırıldandım sözünü keserek.
Yüzümdeki ciddi ifadeye karşı, yüzündeki gülümseme arttı. Kaşlarımı çatmış, gözlerimi hafifçe sıkmıştım. Beni öfkelendirmekten keyif alıyordu. Tırnaklarım altında ezilen kollarını hafifçe oynattığında kucağında biraz kenara kaydım. Gözlerime ulaşan bakışları anında kararırken yüzündeki kibirli ifade kırılmıştı.
"Ne o, ufacık hareketimden tahrik mi oldun Alex?"
Rollerimiz değiştiğinde, bu sefer o kaşlarını çattı. Aldığı derin nefeslerle göğsü sırtıma çarpıyordu. Kucağında hareketlenmek üzere kıpırdadığımda beni belimden tutarak koltuğun boş kısmına bıraktı. İşte Alex Inferno'nun maskesini kıran yol buydu. Biraz üzerine gidip onu tahrik ettiğinizde kuşandığı zırhını kenara bırakıyordu. Bir an için onu, muhtaç bir şekilde beni izlerken hayal ettim. Gözümün önüne düşen görüntüyle tüylerim ürperdi.
Inferno koltuktan kalkarken bakışlarımı ondan ayırmadım. Üzerindeki tişört kırışmıştı. Ensesinden omuzlarına uzanan yollarda kanlı tırnak izleri vardı. Benim izlerim... Kaslı kolları şömineye odun atarken gerildi. Dirsekleri boyunca uzanan izlerden gözlerimi alamıyordum. Onun üzerinde benden bir şeyler görmek midemde tuhaf bir haz dalgasına sebep olmuştu. Yutkundum. Alex suyla dolu büyük testileri ateşin yanına ittikten hemen sonra kısa bir an beni süzerek arka taraftaki odaya yöneldi.
"Duş alacağım, dışarıya çıkmayı aklından bile geçirme."
Beni görmediğini bilsem de onaylarca başımı salladım. Üzerimdeki etkisi an be an büyüyordu. Bana karşı tutumununda değiştiğini görmek güzeldi. Kimi zaman kendini beğenmişliğinden ödün veriyor olması, benim de onda bir etki bıraktığımı gözler önüne seriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cehennem Kadar Derin
RomanceCehennem Inferno'ydu... Beni saran kolları alevdendi, Ruhu ateşle dövülmüştü, Dudakları kıvrıldığı an isimsiz bir yangına sürüklüyordu sizi. Ben ise onun küçük cehennemiydim. O herkesi yakarken Ben, yalnızca onu alevler içinde bırakıyordum. Inferno...