Inferno - Bölüm On Dört ♂

513 8 0
                                    

Inferno – Bölüm On Dört

Alex Inferno'nun Anlatımı

"Bana eşlik ettiğin için teşekkür ederim Alex."

Michael Jordan kadehinden küçük bir yudum alırken arka bahçede oturmuş, yeni işimiz hakkında konuşuyorduk. Orada bulunmamın amacı lanet olası toplantı veya iş değildi. Ekstra bir çaba sarf etmemesine rağmen beni tahrik eden küçük hanımla biraz konuşma fırsatı bulmak için bekliyordum. Nasıl yapacağımı bilmiyordum ama gecenin bir yanı odasına sıvışıp onu hiçte nazik olmayan yöntemlerle uyandırmak istiyordum.

"Alex, sesi duydun mu?"

Michael'ın uyarısıyla kendime geldikten sonra oturduğum yerde dikleşerek ortama kulak kabarttım. Tam anormal olan hiçbir şey olmadığını söylemek üzere dudaklarımı araladığımda duyduğum çığlıkla yerimden fırladım. Üst kata uzanan merdivenleri tırmandığımda telaştan ne yapacağımı bilmiyordum. Michael önüme geçip koridorun sonundaki kapının kolunu açtığında onu beklemeden içeri daldım.

"Elisa?"

Odaya adım atana kadar, kötü bir kabustan uyandığı için bağırdığını ümit ediyordum. Ama gördüklerim kabustan daha fazlasıydı. Yatağının hemen sağında, üstü dağılmış bir şekilde kandan bir göletin içinde uzanıyordu. Telaşla Elisa'yı kollarıma aldıktan sonra yüzüstü bir şekilde, nazikçe yatağa uzanmasına yardım ettim. Arkamda birilerinin konuşuyor olmasını önemsemeden yavaşça sırtına dokunduğumda acıyla inledi. Dişlerimi sıkarak yavaşça saçını okşadım. Ancak kendindeymiş gibi gözükmüyordu.

"Bana bırak, Alex!"

Elizabeth Jordan beni kenara iterek kızının yanına eğildi. Karşımdaki manzarayla ne yapacağımı bilmiyordum. Ne tepki vermem gerektiğinden bile bihaberdim. Endişeyle saçlarıma asılarak, Elizabeth'in küçük müdahalesini izlemeye koyuldum. Kalbimin göğsüme şiddetle çarptığını hissediyordum. Ne olduğunu bilmemenin verdiği o garip his, sinirlenmeme sebep oluyordu. Sanki mümkünmüşçesine kaşlarımı daha da sıktım.

"Cam parçalarını çıkardım. Onu hastaneye götürmeliyiz. Alex, gel buraya!"

Elizabeth kenara çekilir çekilmez, elimden geldiğince nazik davranarak Elisa'yı kucağıma aldım. Soluk alış verişinden baygın olduğunu anlayabiliyordum. Ancak parmaklarım yanlışlıkla sırtındaki yaralara değdiğinde dudaklarından acı bir inilti dökülüyordu. Adımlarımı hızlandırarak Michael'ın arabasının arka koltuğuna geçtim. Kucağımda acıyla uzanan Elisa'nın canı yanmasın diye elimden geleni yapıyordum. Araba asfalt yolda hızla ilerlerken ön koltukta Michael ve Elizabeth hararetli bir konuşma içindeydi. Ancak konuşmalarına odaklanamıyordum.

"Umarım bana sataşmak gibi bir aptallık etmişsindir de ayağın kaymıştır, Jordan," diye fısıldadım Elisa'nın kulağına eğilerek. "Diğer türlü buna sebep olan kişinin canını alırım."

Parmaklarım yüzünde gezinirken ön koltukta iki meraklı izleyicim olmasını önemsemedim. O an önemli olan tek kişi Elisa'ydı. Önemli olan tek şey iyi olmasıydı.

Cehennem Kadar DerinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin