Inferno - Bölüm Otuz Üç♂
Dikkat! Bu bölümün kalp krizi riski olmakla beraber yazarınız sizden bol bol paragraf arası yorum talep etmektedir. İyi okumalar. Bol bol derken gönül 300-500 istiyor ama bana 60-70'de okay hani skajsjns
"Elisa."
Burnumda hissettiğim hafif baskıyla kaşlarımı çattım.
"Elisa."
Inferno'nun boğuk sesi tekrar kulaklarıma dolduğunda uykunun kollarından uzaklaşarak istemsiz bir yavaşlıkla gözlerimi araladım. Kollarını yatağa dayamış bir şekilde beni izleyen adamla göz göze geldiğim an kalp atışlarım hızlanmaya başladı.
"Elisa," diye ismimi tekrarladığında dudaklarına geniş bir gülümseme yayıldı.
"Ne var, Inferno?"
"Çok fazla uyuduğunu düşünüyorum," dedi yerinde doğrulurken.
Aslına bakılırsa ne zaman uyuya kaldığımı anımsamıyordum. Kendimi her ne kadar dinlenmiş hissediyor olsam da, bacaklarımın arasında göz ardı edemeyeceğim bir ağrı vardı. Üzerimdeki örtüyü hafifçe kenara ittikten sonra komodinin lambasına takılmış tişörtü alarak üstüme geçirdim. Inferno sabırla yavaş hareketlerimi izlerken gülümsemeye devam ediyordu. Ayaklarımı yataktan sarkıttığım an kasığıma saplanan ağrıyla duraksadım.
"Bekle, küçük cehennem."
Alex hızlı bir şekilde yataktan kalktıktan sonra yerdeki boxeri üzerine geçirerek masada duran ağrı kesiciyi ve suyu alarak yanıma döndü.
"Özür dilerim. Fazla kaba davranmak istememiştim," dedi dizlerimin önünde diz çöküp beni izlerken.
Alaylı bir şekilde güldüğümde hafifçe kaşlarını çattı. İlacı içerken aklımda dolanan tilkilerin zihnime çaldığı düşüncelere karşı gülümsemeye devam ettim. İstemeden de olsa canımı yaktığını düşünüyor ve buna üzülüyorsa ben de intikamımı alarak onun içini seve seve rahatlatırdım.
"Neden gülüyorsun?"
Meraklı bakışları gözlerimde asılı kaldığında, dudaklarımdan istemsiz bir kıkırtı döküldü.
"Aklımda komik bir şey var," dedim su bardağını komodine bırakırken.
"Benimle paylaşacak mısın?"
"Paylaşmayacağım, Inferno."
Omuzlarından destek alıp yataktan kalktıktan sonra hafifçe öksürerek banyoya doğru yürümeye başladım. Hissettiğim ağrıdan dolayı her ne kadar hızlı yürüyemiyor olsam da, bunu ona yansıtmamak adına büyük çaba sarf ediyordum. Bakışları yavaşça dönüp olduğu yerde beni izlemeye başladığında kapıyı aralayarak ona döndüm.
"Banyo yapacağım, döndüğümde buraları toplamış olursan sevinirim."
Şaşkın bir şekilde kaşları çatıldığında ifadesine gülmemek adına kendimi çok zor tuttuğumu söylemem gerek. Kapıyı suratına kapatıp, anahtarı çevirdikten sonra elimden geldiğince sessiz kalmaya çaba sarf ederek gülmeye başladım. Yüz ifadesi görülmeye değerdi. Aşırı nezaketini ve bana karşı tedirginliğini bir süre kullanmam da sorun olmazdı muhtemelen.
Sabahtan dolu olan küvetin suyunun boşalmasını beklerken bakışlarım aynada aksime çarptı. Boynumda ve daha aşağılarda süren morlukları saymadığımız taktirde oldukça sağlıklı ve mutlu gözüküyordum. Üzerimdeki tişörtü çıkarıp kenara bıraktığımda gördüğüm manzarayla gözlerimin iki kat irileştiğine yemin edebilirim. Inferno'nun tenimi tuvali olarak kullandığı çalışmaya bakarken şaşkın bir şekilde dudaklarımdan küçük bir küfür döküldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cehennem Kadar Derin
RomanceCehennem Inferno'ydu... Beni saran kolları alevdendi, Ruhu ateşle dövülmüştü, Dudakları kıvrıldığı an isimsiz bir yangına sürüklüyordu sizi. Ben ise onun küçük cehennemiydim. O herkesi yakarken Ben, yalnızca onu alevler içinde bırakıyordum. Inferno...