Profesörün gelmesini beklerken gözlerim odayı şöyle bir taradı. Ahşabın ağırlıkta kullanıldığı oda tamamen bir akademisyen odasıydı. Duvarlarından birinde boydan boya bir kitaplık vardı. Kitaplardan bazıları hayvan anatomisiyle ilgiliyken bazılarının insan hastalıkları ve psikolojiyle ilgili olduklarını görebiliyordum. İçlerinden birini elime alıp incelememek için kendimi zor tutuyordum.
Tabii kitapların yanı sıra Bay Lee kişisel eşyalarını da bulunduruyordu odasında. Masanın üstünde ailesiyle çektirdiği bir adet fotoğrafa bakarken istemsizce gülümsediğimi hissettim. Bay Lee eşi olduğu anlaşılan kendi yaşlarında bir kadının omuzuna kolunu atmış kocaman gülümsüyordu. Profesörün kariyerine oldukça önem verdiği ortadaydı. Hatta üniversitede oldukça fazla zaman geçiriyor olmalıydı. Her zaman orada gördüğüm askıdaki ceketine bakılırsa durum böyleydi. Yine de fotoğraftaki mutluluğun bu yüzden bozulmamasını diliyordum.
Gözlerim bir süreliğine masadaki saatin hareketlerine takılı kalınca Profesör Lee dikkatimi çekmek için yavaşça boğazını temizledi. Buraya ne için geldiğim beynimde belirirken oturuşumu düzeltip koca göbeği ve dolgun yanaklarıyla tonton bir dedeyi aratmayan Profesör Lee'ye döndüm. Burnunda kayan yuvarlak gözlüğünü geriye ittirerek bana baktı. Ardından masasına geçerek karşıma oturdu.
''Beklettiğim için üzgünüm. Bununla ilgilenmem gerekiyordu.''
''Sorun değil Profesör.''
Profesör oturduğu yerde biraz öne eğilerek dirseklerini masaya dayadı.
''Biliyorsun Sehun. Normalde buna asla müsamaha göstermem ama durumun düşünülünce konuşmak istedim. Bay Zhang bana olayı anlattı. Anladığım kadarıyla ödevini geçersiz saymam için yaptığın bir hata yok. Sana bir şans daha vermek istedim. Aksi halde...''
''Tanrım. Çok teşekkür ederim Profesör. Gerçekten sizi hayal kırıklığına uğratmayacağım. Üstelik bu sefer onu yanımda taşıyacağım. Kesinlikle geçer not alacağımdan emin olabilirsiniz Efendim.''
Profesör Lee'nin kızaran yüzünü görmemle konuşmasını bölmemden hoşlanmadığını anlayarak sustum. Heyecanla öne atılırken elimdeki son şansı da kaybetmeyi göze alamazdım.
''Aksi halde,'' bu kez kelimeleri vurgulayarak devam edince dudaklarımı birbirine bastırdım. ''adil bir sonuç olmayacağını düşünüyorum. Ödevin öneminin farkındasındır herhalde. Final notu olarak kullanacağımı söylemiştim.''
Başımı sallayarak onu onayladım. Bunu bile bile kurbağamın bakımını bir günlüğüne Yixing'e bırakmam benim suçumdu aslında. Verilen ödev hangi hayvan olursa olsun ona kendimden bile iyi baktığımdan emin olacaktım. Hatta ona Vivi'den bile daha iyi bakacaktım.
''Biliyorum efendim. Emin olun bunun farkındayım.''
O an ayağa kalkıp, bana yumuşakça gülümseyen adamın yanaklarını sıkmamak için kendimi zor tutuyordum. Bunu yaparsam Profesör Lee beni odasından kovardı herhalde. Ben de hayallerime veda etmek zorunda kalırdım.
''Gitmek istediğin yer FMN hastanelerinden biri değil mi?''
Adı her geçtiğinde heyecanlandığım ismi duyunca hızla başımı salladım. Profesör Lee arkasına yaslanarak başını yavaşça aşağı yukarı salladı.
''Harika Sehun. Notların iyi. Oraya sadece en iyileri aldıklarını biliyorsun. Bu şansını elinden alsaydım kötü hissederdim. Senin gibi başarılı bir öğrenciyi FMN'de görmek beni gururlandırır.''
Yanaklarım duyduğum iltifatlar karşısında yanmaya başlarken parmaklarımla oynamaya başladım. Övülmekten hoşlanmazdım pek. Ne yapacağımı da bilemezdim zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Where Butterflies Never Die
FanficJongin'in kendi çelişkileri vardı. Beni yanında istiyordu. Beni yanında istemiyordu. Beni kendinden uzaklaştırıyordu. Onu terk etmemden korkuyordu. Benden nefret ediyordu. Beni seviyordu. Bana gülümsüyor ardından beni öldürüyordu. SeKai - KaiHun