Neden sen diye soruyorum kendime.
Milyonlarca yalnızlık varken, neden senli hayallere mühürlüyüm.? Onca zenginlik varken, neden sensizliğin fakirligine mahkumum?
Soruyorum kendime; hayatı kolaylaştırmak yerine, neden şansımı zorluyorum seninle???Su'dan...
Gözlerimi huzurlu geçmesini temenni ettiğim bir sabahla açtım tekrar.
Beni kuşların şen cıvıltısı, güneşin en sıcak gülümsemesi karşıladı tüm içtenliğiyle.Yine her zaman ki gibi uçurtmalar süslemişti göğü tüm renkleriyle. Bence uçurtma gökyüzünün en eşsiz aksesuarıdır.
Ucurtmasiz bir gökyüzü boyasız tuvale benzer.
Anlamsiz, tuvale hayat veren şeyin renkler ve fırça darbeleri olduğu gibi gökyüzüne de hayat veren omzunda taşıdığı hayalleriyle birlikte ucurtmalariydi.Sahi bir uçurtma kac çocuğun hayallerini taşır omzunda, göğe yükseltir, özgürlüğe eriştirir...
Çatı katinda beklemeye alınır mı uçurtmalar? Hayaller dört duvar arasında sıkışıp kalır mı ki?Uçurtmalarin tek hedefi göğe ermektir de insanoğlunun bu dünyada ki hedefi nedir?
Güzel bir ev, havalı bir araba,ahiretinden cok yanına yakışır bir es...
Hangi biri kurtarcak ki bizi bu zahir zamanda.?Aşık sadece kula aşık olmakla mi olunur? Ya yaradanına aşıklara ne olur?
Aşık kişi susmali bence, az ama öz konuşmalı...
Aşık olduğunu dillendirmemeli ama halinden de belli etmeli...
Aşık kişi sevdiğini Rabbi için sevmeli, nefsi için değil nefesi için sevmeli.
Dünyalık şevki için değil, ahiretlik cenneti için sevmeli...Adam ki hayatına girecek olan kadını Rabbi'nin emaneti olarak görmeli ve öyle sevmeli.
Nerden mi geldi aklıma bunlar?Ali denen o adam hediye etti bu düşünceleri beynime. Ilk karsilasmamizda da belli oluyordu helali haramı bilmediği. Dünya da yaşamayıp dünyalı olduğunu...
Bir de gözümün önünde o kadına yaptıkları vardi, haddi hesabi olmayan o alçaklığı...
Annesi ahireti için yaşayan, dünyayı imtihan yeri olarak gören bir kadındı fakat kendisi hiç ölmeyecekmiş gibi dünyalık zevkinin peşine düşmüş bir zavallı.
Pencereme gelen güzel bir serçe dagitti tüm düşüncelerimi. Bana bakıp selamımı aldi ve gülümsedi. Ya da ben öyle görmek istediğim için öyle gördüm.
Son kez huzuru çektim ciğerlerime ve hazırlandım bir çırpıda.
Üzerimde bir uyuşukluk vardı bugün. Çıkma diyordu içimdeki bir ses bana. Otur evinde al eline kitabını kurul köşene elinde kahven ile.Bir diğer ses ise bugün değil, baska zaman da yaparsın aynı şeyleri ama bugün değil. At kendini dışarı, bul kendini tekrardan, unuttuklarını hatirla, yasayacaklarina hazirlan...
Içimden gelen ikinci sese kulak vererek üzerime turuncu şifon bir elbise geçirdim ve siyah şalımla kombinledim. Cekmecemde durup beni tak diyen papatya tacimi da ihmal etmedim ve şalımın üzerine tutturdum.
Işte hazırdım şimdi.
Başladığım mutluluk oyunu hâlâ devam ediyordu benim için.
Ve tekrar oyunuma devam ederek indim aşağıya.Abimi salonda oturturken buldum. Yanağından kocaman öperek "Günaydın abilerin en yakışıklısı dedim"
"Günaydın güzellik. Herkes nerde ya. Ev çok boş"dedi gözleri etrafi ararken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİRİFT(TAMAMLANDI)#WATTYS2020#
General FictionAn gelir öyle bir hâl içerisinde bulursun ki kendini doluya koyarsın almaz boşa koyarsın dolmaz... Arafi yaşar hüznü ya da sevinci beklersin... Bir işaret bir yol umut edersin... Sen her şeyden bihaber araftayken ansızın bir şimşek çakar yağmuru hab...