1 ay sonra....
Hayatımın monoton bir hal aldığı şu sıralarda huzurumun bozulmasina asla izin vermek istemiyordum.
Sevdiğim adam hayallerimin de ötesine geçmiş kendisini dini anlamaya o kadar çok adamış ki beni unuttuğu zamanlar bile olurdu ve bu beni fazlasıyla mutlu ediyordu. Artık beni sabah namazlarına o kaldırıyordu ve benden daha çok bilgi toplayıp benimle paylaşıyordu.Bir kadın daha ne isterdi ki?
Bugün günlerden pazardi ve biz bu güzel havanın tadını çıkartmak için bahcemizdeki masaya kahvaltı kurmuş keyif yapıyorduk.
"Bugün boşum ne yapmak istersin?"
Sorduğu soru karşısında bocaladım bir an çünkü biz her pazar merkez camiye gidip risalelere katılırdık bana birden bu soruyu sorması tuhaftı. Ona anlamayan bakışlarımı atarken "bakma öyle risale bugün yok."diye aciklamada bulununca en azından aksatmadigina sevindim.
"Sen ne yapmak istersin"bana böyle bir soru sorduğuna göre onun aklında bir şeyler olmalıydı.
"Bence bu güzel havayı değerlendirip pikniğe gidelim. Annemi de alırız"
Piknik mı?
Çocukluğumun en eğlenceli aktivitesi.
Biz pikniğe gidince 3-5 kişi gitmez bir kamyon dolusu insanla giderdik.Tüm mahalle coluk çocuk genç yaşlı toplanıp eğlencenin dibine vururduk. Bu fikir tebessüm etmeme sebep olurken aklıma gelen şeyi söyledim.
"Bizimkilerde gelse olur mu? Hep birlikte gideriz. Dediğin gibi annende gelsin"sevincimden elimi ayağımı nereye koyacağımı bizelemezken "hadi ara"dedim. Bir an önce hazırlanıp gitmek için sabırsızlanıyordum.
"Ben değil sen ara"dedi başıyla yanimizdaki koltuğu göstererek.
Bakışlarım merakla onun baktığı yere baktığında gördüğüm şey son model bir telefon oldu.
"Numaranı herkese vermek sosyal medya hesapları kullanmak yok. İcinde sadece benim bana ulasamazsan Emiri ara diye Emirin birde bizimkilerin numarası var. Bir kişi fazla görsem elinden alırım"
"Peki yüce Sezar"diyerek abartılı bir şekilde egildim önünde. "Beni kiskanmamaniz için bunları yaparım"
"Kiskanirim tabi karım değil misin?"
Ah bu adam mükemmelliyetin vücut bulmuş halı olmalıydı. Yoksa bu denli kusursuz olması olanaksızdı.
"Kıskanmak hakkın tabi kocam değil misin"
Bana hiç iyi olmayan bir şekilde baktığında elim telefonuma gitti ve bizimkilerden Hazani aramaya başladım.
Nasılsın iyi misin faslini kapattiktan sonra pikniğe gidecegimizi bu yüzden de herkesi toplamasini istedim.
Birlikte hazırlıklara başladık çabukça.Çok kısa bir süre içinde herkes piknik alanında toplanmış sofrayı kurmaya başlamışlardı bile. Koşup hepsine tek tek satıldıktan sonra bende onlara yardım etmeye başladım.
Tabi Ateşi de unuttum o an. Onunda pek umrunda değildi zaten bizimkilerde o kadar koyu bir sohbete dalmışlardı ki top patlasa duymayacak gibiydi. Biz kızlarla hem konuşuyor hem de sofrayı kurarken onlri çok özlediğimi fark ettim.
Aile ortamım çok güzeldi ve ben bu mutluluğumun bozulmasını hiç istemiyordum. Fakat bugün sanki gök tüm kara bulutlarını benim üzerime salmis gibi ruhsuzdum. Her an bir şey olacakmış gibi hissediyordum. Yuregimde şimşekler cakacak, gök gurleyecek, poyraz yağmur kar fırtına kopacakmış gibiydim. Sanki içimde bir vaveyla kopacakti. İçim kargaşada boğulurken dışım masum tebessümler gönderiyordu. Ah ne yazık...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİRİFT(TAMAMLANDI)#WATTYS2020#
General FictionAn gelir öyle bir hâl içerisinde bulursun ki kendini doluya koyarsın almaz boşa koyarsın dolmaz... Arafi yaşar hüznü ya da sevinci beklersin... Bir işaret bir yol umut edersin... Sen her şeyden bihaber araftayken ansızın bir şimşek çakar yağmuru hab...