Dicleden....
"Aleda Hazan mesaj atmış. Su gelmiş ben gidiyorum" diye bağırdım evin ortasında.
Çok ağır bir kız değildim en azından hazan ve su kadarr ama ergen kardesim aleda kadar da cırtlak değildim. Kendime göre yerine göre bir ağırlığım vardı benimde.
Şalımı gelişi güzel bağlayarak aşağı indim ve yine rastgele spor ayaklarımı elime alıp kapıyı açtığım esnada kapıda siyah bir araba ve sirtini arabaya yaslayıp sigarasını yudumlayan birini gördüm.
Gördüğüm kişiyle şok olmuş olduğum yere çakılmıştım adeta.Bu adamın burda benim mahallemde ne işi vardı ya?
Ayakkabılarımı ayağıma geçirip onu takmadan karşı bahçeye gideceğim o esnada arkamdan "hey sen!"diye bağırdı bilmiş bir sesle.
Ağır ağır arkamı döndüğümde her zamanki dik başlılığımı koruyarak "Evet ben"dedim.
"Seni burda görmeyi beklemiyordum"dedi.
"Ama ben senin yollarını gözlüyordum"dedim yüzümü ona doğru eğerek ciddi bir sesle.
"Tüh bilseydim biraz daha erken gelir seni bu kadar bekletmezdim ufaklık."
Ellerimi belime koyarak "Tüh keşke söyleseydim seni beklediğimi"dedim.
Bu adam beni ne sanıyordu ya? Peşinde dolaşan sürtük kızlardan mı? Eğer öyleyse kafasını tekrar kırmam an meselesiydi.
Arkama bile bakma zahmetinde bulunmadan bahçeye attım kendimi. Hem Suya bana haber vermediği hemde bu adama sinirlendiğimden suratımın kıpkırmızı olduğundan emindim. Karşımda beni bekleyen Suyu gördüğümde bana hiçbir şey söylemesine izin vermeden "Sen neredesin? Senin yüzünden benim başıma gelmeyen kalmadı."dedim ve gerçekten de öyleydi başıma gelenler pişmiş tavuğun bile başına gelmezdi.
"Canım bir sakın ol. Geç içeriye de öyle konuşalım"dedi ve bana sıkı sıkı sarıldıktan sonra içeri girdik.
"Ne geliyorsa benim başıma hep bu iyi niyetimden geliyor" diye söylenmeye başladım.
Hızlı bir şekilde mutfağa geçtik ve onu sorguya çekmeye başladım.
"Neredeydin?"
"Trabzon"
"Nerde kaldınız"
"İlk gün otelde diğer günler de ise dayimlard"
"Neler yaptınız?"
"...."
Su anlattıkça şaşkınlığım gittikçe artıyordu ve sonunda dayanamayarak gözyaşlarımı serbest bırakmıştım. Tüm bu yaşananlar sadece 10 günlük bir zaman zarfında olmuşken bizim burda hiçbir şeyden haberimiz yoktu. Onca dertleri içinde bir de bize haber vermekle mi ugrasacaklardi diye düşündüm ve bunu bir kenara bıraktım. Sakinleştikten ve biraz da olsa rahatladiktan sonra Su "Ee sen anlat bakalım senn başına ne geldi"diye sordu.
"Yani benim ki sizin yaşadığınız şeylerin yanında devede pire kalır ama anlatayım"dedim muzip bir ifadeyle.
"Şimdi canım benim ne kadar meraklı olduğumu bilirsin senin telefonun yokt ateşin de numarası bizde yoktu bende tuttum yolu sizin eve geldim. Bahçeden içeri girmeye başladığımda kapıdaki güvenliklere senin arkadaşın olduğumu söylediğim icin içeri rahatlıkla girmiştim. İçeri girip kapıyı çaldım ama açan yoktu fakat içerden sesler geliyordu. Bende arka tarafa doğru gittim tabi biraz sessiz ve ürkekçe giriyordum doğal olarak.
O esnada biri arkamdan "tesettürlü hırsız ha. Etkileyici"diye bağırdı. Durduğum yerde donup kalmıştım. Beni biliyorsun en nefret ettiğim şey yargısız infazdır."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİRİFT(TAMAMLANDI)#WATTYS2020#
General FictionAn gelir öyle bir hâl içerisinde bulursun ki kendini doluya koyarsın almaz boşa koyarsın dolmaz... Arafi yaşar hüznü ya da sevinci beklersin... Bir işaret bir yol umut edersin... Sen her şeyden bihaber araftayken ansızın bir şimşek çakar yağmuru hab...