8.BÖLÜM

2.1K 734 195
                                    

Unutma! Bazen şer diye tabir ettiklerimiz, dünya da ki cenettin anahtarı olabilir... Yani şer deyip de kilidi bırakma...

Ateş'ten...

En son ki düşüncelerimden çalan telefonumun sesiyle sıyrıldım.
Telefonu arabanin yan koltugundan elime aldim ve cevap verdim.

"Efendim Emir"

.....

"Ne? Nerdesiniz?"

......

"Tamam. Tamam hemen geliyorum ben. Sen sakın ordan ayrılma."

Trafikteki araçlarla kavga ede ede kendimi ameliyathanenin kapısına attım tek nefeste.

Emir'i kapıda ağlıyor vaziyette görünce durumun ciddi olduğunu anladım.
Ağır adımlarla kapıya ulaşıp "E-Emir annem?" diyebildim sadece. Boğazıma oturan yumru engel oluyordu nefes alıp konuşmama.

"Reis sultanımız iyi olacak. Güven bana" dedi kendisi de çok harap olduğu taktirde dik durmaya, bana destek olmaya çalışıyordu.
Söyleyebildigim tek şey 'iyi olacak' oldu.

Ne zaman böyle oldu, neden oldu, nasıl oldu gibi bir çok soru sormak istiyordum ama tüm konuşma istegimi kaybetmiş, hayatımı ellerimin arasından kayıp gidiyormuş gibi hissediyordum.
Normalde olsa bağırır çağırır hastaneyi yıkardım ama mecalim yoktu hiçbir şeye. Hem öyle yapsam ne olacaktı ki? Her şey değişecek miydi?

Kendimi duvarın dibinde, başımı ellerimin arasına koymuş, oturuyor bir vaziyette beklerken buldum.

Yaklaşık 1.5 saattir aynı haldeydim ve ben 'ameliyathane' yazan kapıya kapıda bana bakıyordu öylece. Sanki bana bir şeyler anlatmaya çalışıyor gibiydi. O soğuk kapı arkasında yaşananları anlatıyordu tüm somutluğuyla. Içerde olup biteni anımsatıyordu...

Kapiyi inceledigim o sırada elinde iki karton bardakla Emir geldi yanıma.

"Reis bir bardak çay iç. Iyi gelir."

"Ne çayı Emir ne çayı." Bağırıyordum. Hatta kükrüyordum. Bana bu güne kadar tek kötülüğü dokunmamış, çocukluk arkadaşıma, kardeşim dediğim adama bağırıyordum. Asla isteyerek yapmıyordum ama içimden geldiği gibi davranıyordum. Belki hırsımı, üzüntümü, öfkemi, kederimi onun üzerine yıkmak istiyordum.

"Sen benimle dalga mi geçiyorsun. Benim annem içerden can çekişiyor belki de, ben çay içeyim öyle mi?"

"Üzgün olduğunu görüyorum ben de üzgünüm ama kendine de çevrene de zarar veriyorsun abi. Yapma" dedi ayni ses tonuyla.

"Lan benim cevremde adam kalmış mi ki bir de kırılsınlar?"

Emir elindeki bardakları yere fırlatıp gitmeye başladıktan sonra ne dediğim yeni dank etmişti kafama.
Ne demiştim ben öyle?
Iyice işi bulandirmistım şimdi. Hangi akılla böyle bir şey derim ki?

"Emir dur!"

"Ne dur abi ne dur. Çevrende adam kalmamış işte"

"Ben öyle demek istemedim"

"Ya ne demek istedin abi?"

"Bilmiyorum, çıktı işte ağzımd-" daha cümlemi bitirmemişken ameliyathanenin kapısı açıldı.

"Doktor annemin durumu nasıl?" Diye sordum sert ve tok bir sesle.

"Siz yakını mısınız?"diye sorunca 'yok kadıncağız kimsesiz kalmasın diye geldim başında bekliyorum' diyesim geldi bir an.
"Oğluyum"dedim boğazına yapışarak. "Şimdi konuş"diye dişlerimin arasından tisladim.

GİRİFT(TAMAMLANDI)#WATTYS2020#Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin