15 gün sonra...
Dicle'den...
Üniversiteye doğru yol alırken arkamdna bana günaydın diyen tanıdık bir ses duydum. Ağır adımlarla arkami döndüğümd karşımda görmeyi hiç beklemediğim Emir'i gordim.
"Aaa emir günaydın"
Emiri karşımda görünce şaşırmıştım haliyle en son beni kurtardığı gün karşılaşmış ardından da telefon ile konuşmuştuk sadece ve her telefon görüşmemizin ardından içimde tarifi imkansız hisler oluşuyordu, kendimi onun gözünde değerli ve özel hissediyordum.
"Nasılsın görüşmeyeli?""İyiyim sen nasılsın"dedim gözlerine bakmamaya çalışarak.
"İyiyim seni gördüm daha iyi oldum şimdi" utanmış başımı öne eğmiştim.
"Çıkışta musaitsen bir şeyler yapalım mı"
"hemde çok isterdim"diye geçirdim içimden ama bunu elbette dışa vurmadım. Ağır olup yerine gore hareket edecektim ve onu tanıdığım ilk zamanlar nefret etmemin de bir sebebi vardı elbette. Şimdi hemen kabul etsem beni kolay lokma sanabilirdi."Maalesef çıkışta işim var"dedim. Hafif toz pembe bir yalan söylemiştim fakat yalan da sayılmaz çıkışta işim vardı.
"Hmm üzüldüm"dedi karsimda suç işlemis bir çocuk gibi durarak.
İkimizde bir şey söylemeyerek kapıda öylece dikilmiştik. Konuşmak istiyor fakat cesaret edipte konuşamıyorduk. Kelimeler dudaklarımızın arkasına saklanmış bizimle oyun oynuyor gibi alay ediyordu. Sonunda konuşan Emir oldu ve "sana iyi dersler o zaman"dedi.Gitmek istemesem de "görüşürüz"dedim ve onu arkamda bırakarak içeri girdim.
Yemek yapmak en büyük arzumdu ve su an okuduğum bölümden gayet memnundum. 4 yıllık İşletme bölümü beni hayallerime bir adım daha yaklaştirabilirdi. Çünkü kendi iş yerimi açıp kendi işimin patronu olmak istiyorum.
Su da psikoloji okuyup kendisine küçük bir ofis açacaktı sözde ama kazanamamıştı. Aslında kazanmıştı sınavdan yüksek bir puan almıştı fakat Su gidebileceği üniversiteleri değilde puanı en yüksek yerleri seçtiği için puanına göre bir üniversite tutturamamisti.
Birkaç saat sonra dersim bittiğinde kızlarin grubuna "müsait olanlar bugün Su'ya gidelim mi"yazdım.
İrem #bana uyar işim yok
Hazan# Yarım saat sonra dersim bitsin gelirim
Su#bana mi geliyorsunuz yazmıştı.
Ben #Su istemiyorsan gelmeyiz yazıp gönderdim
Su# pasta yapmaya başladım bile. Tabi Dicleninkiler kadar lezzetli olmaz ama yapacağız işte bir şeyler
#1 saat sonra sizdeyiz yazdım ve kapattım telefonu
1 saatlik boş suremi değerlendirmeyi düşünerek yapacak bir şeyler düşünmeye başladım.
Sonra aklıma Aleda geldi. Bir tuhaflık vardı bu kızda -olumlu ve olumsuz olarak-. Hem eski neşesi yoktu hem de benim dini kitaplarımi okumaya başlamıştı. Durgunlasmis ve kıyafetlerinde değişime adım atmıştı. Bu durum hem benim hemde annem ile babamın tuhafina gidiyordu ve bir abla olarak benim kardeşinde ki bu tuhaflığı öğrenmeye hakkım vardı.
Telefondan numarasını tuşlayarak fakültenin yakınlarında ki bir karenin adresini verdim ona. Kendim de cam kenarındaki bir yere oturarak kahve içmeye başladım onu bekleyerek. Bu sırada da yağmurun ince ince ciselenip damlaların yere sertçe çarpışini izlemeye başladım. Toprak hasret kaldığı yağmuru doya doya çekiyordu içine ve o muhteşem koku sarmıştı şehrin her bir yanını.
Aşkın kokusu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİRİFT(TAMAMLANDI)#WATTYS2020#
General FictionAn gelir öyle bir hâl içerisinde bulursun ki kendini doluya koyarsın almaz boşa koyarsın dolmaz... Arafi yaşar hüznü ya da sevinci beklersin... Bir işaret bir yol umut edersin... Sen her şeyden bihaber araftayken ansızın bir şimşek çakar yağmuru hab...