Aşk, bir uçurumun kıyısında gözü bağlı yürümektir...
(Livaneli)Kocaman şehirde kalabildiğimiz tek ev teyzemin eviydi onun dışındaki tüm akrabalarımız bu olanlardan ötürü bizi suçluyor biz sebep olmuşuz gibi davranıyorlardı. Kim bilir belki de haklıydılar. Belki de her sey benim yüzümden olmuştu çocukça bir hevesin peşine takılarak iki cani yok etmiştim bu dünyadan. Teyzemin evine gelen her baş sağlığında kalbime bir hançer saplanıyordu. Yine oyle olmustu hep birlikte oturduğumuz bir vakit bir akraba ziyarete geldiğinde bizi öldürücü bakislari altinda eziyorlardı.
Dayanamıyordum artik. Bir zamanlar onların nefes aldığı bu yerde onlar nefes almadan ben yaşıyordum. Onların nefesini kesen ben iken onların nefesini çalıyordum.
Büyük bir sessizlikle herkes sofraya oturmuş fakat tek lokma yemeden yine odalarına çekilmisti. Bunlara bizde dahildik. Bize ayrılan çok güzel bir oda vardı fakat tadını çıkaramıyorduk. Keşke tüm bunlar yaşanmamış olsaydı ve keşke o iki aşık hala hayatta olmuş olsalardı. Ama maalesef ki keşkeler hüküm giymemiş kelimelerdir. Karşılığı olmayan birer sözcüktürler.
"Dayanamıyorum Ateş. Olmuyor."dedim Ateşin kollarına daha da sinerek. Odamızın balkonunda oturup yıldızlı gökyüzünü izliyorduk.
"Sabret meleğim. Her şey geçecek."
"Hiçbir şey geçmeyecek. Her şey benim yüzümden oldu ben sebep oldum" gözyaşlarım gözlerimi yakmaya başladığında onları özgür bıraktım.
"Şşş sakın kendini suçlama."dedi başımı kollarının arasına alarak bazen kendimi onun küçük kızı gibi hissediyorum.
"Senin hiçbir suçun yok. Sen hiçbir şey yapmadın"
"Ateş yapma allah aşkına."dedim kendimin bile zor duyacağı bir sesle.
"Su. Suç olan sevenleri kavuşturmaksa evet bende suçluyum sen de suçlusun ama senin suç diye tabir ettiğin şey onların ölümüyse kendini suçlu hissetmesi gereken sen değil ben değil dayın ile yengen bunu sen de biliyorsun. Bu kendini suçlama konusunu da bir daha açma, düşünmede"
Ateşin bu sözlerinden sonra bana söyleyecek söz kalmamıştı çünkü haklıydı. Ama ben artık burda daha fazla durmak istemiyordum. Bu bakışlar altında daha fazla ezilmek istemiyordum.
"Yarın dönelim mi?"sesim yine oldukça kısık çıkmıştı. Çok fazla ağladığım için de çatallaşmisti.
"Sen nasıl istersen. Yarın erkenden çıkarız yola"
××××
Ulaştan...
"Ulaş lütfen sacmalama"
"Bade ben sacmalamiyorum. Bu saatten sonra kimse bana engel olamaz. Sen bile"dedim gözlerinin içine bakarak.
Ben kararımı kardeşim gözümün önünde ruhunu teslim ettiği o an vermiştim. Burada daha fazla durarak kendime acı cektirmeyecektim. Kardeşime ihanet etmeyecektim. Her yerde ablamın anıları varken annemin öfkesi babamın kokusu varken bu dört duvar bana cehennem olurdu.
"Abim bir daha düşünsen"dedi Ezel. Çok ince çok kırılgan bir kızdı. En ufak bir şeye darılır biri ağlayınca o da ağlar başkasının üzülmesine tahammül edemezdi.
"Ezelim merak etme ben yeterince düşündüm ve kararından eminim. Seni de en kısa zamanda alıcam burdan ama önce liseyi bitir burda olur mu. Bekle beni seni alacağım yanıma"dedim yüzünü ellerimin arasına alarak.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİRİFT(TAMAMLANDI)#WATTYS2020#
General FictionAn gelir öyle bir hâl içerisinde bulursun ki kendini doluya koyarsın almaz boşa koyarsın dolmaz... Arafi yaşar hüznü ya da sevinci beklersin... Bir işaret bir yol umut edersin... Sen her şeyden bihaber araftayken ansızın bir şimşek çakar yağmuru hab...