"Kaptan levi hepinizi toplantı odasına çağırıyor."
"Temizlik geliyorum demez. Aa... diyormuş!" hanji'nin anlık esprisiyle eren çok az bir sesle kendi kendine gülmüştü. Konuştu;"Umarım zehirlenmem bu sefer."
"Zehirlenmezsin zehirlenmesine de..." hanji elini eren'in omzuna koydu. "Tanrı yardım etsin."
"Hepimize etsin." dedi sonra seslice.
"Alışmalıyız artık." dedi sarışın çocuk. İsmini pek hatırlayamadım. Kollarımı birbirine dolayıp kafamı o çocuğa çevirdim. "Tam ismin neydi?" dedim. İsmini unuttum diyemezdim."Armin Artlert." dedi gülümseyerek. Kafamı salladım. "Yıkılan surdan mısın?"
"Evet. Peki sen?" dedi masumca gülümseyerek. "Evet. Şuan olmasakta orası çocukluğumuzun geçtiği yer sonuçta. Orası herkes için değerli..."
"Bizde onu geri almalıyız. Zaten bununla ilgili görevlerimiz oldu. Zordu." Ona merakla baktım. Bu çocukta gereksizce bir ışık görmüştüm.
Kalbime bir hüzün çöktü. Keşif birliğinin ne başarılarını biliyordum, ne başarısızlıklarını. Bu kalbime bir acı vermişti.
"Bilirim." dedim kafamı öne çevirerek.
Bilmezdim... O sarayda dış dünyadan uzaktım. Bu kadar uzakken beni orası için eğittiler? Bu iş gerçekten saçma değil miydi?
İrie ile evlenip daha da saraya bağlı olmuyacak mıydım? Bu evlilik meselesi ne böyle? Benim doğma amacım gerçekten kraliyeti korumak mı?
Her şey kafama şimdi dank etmişti. Kraliyeti korumak derken başka bir şeyden bahsedilmiş olabilirdi.
O kadar dalmıştım ki bedenimin bir buz kadar soğuk olduğunu fark etmemiştim. Hanjinin kolunu omzuma atmasıyla gerçek dünya'ya dönmüştüm. Sıcak...
"Hadi bakalım, ne duruyoruz gidelim."
Biz yürümeye başlamıştık bile.
İlerlerken kulağıma eğildi hanji. "Hep düşünüyorsun Sylvia. Belki de kendi bildiğinden olgun duruyorsun. Merak etme bu haylazlar ne büyük komutanların gözüne girdi. Sen keşif birliğini seçtin. Neden biz seni çevirelim ki?"Ona anlam veremediğim bir şekilde baktım. Bu çok... Duygu barındırıyordu sanki.
Bu his... çok farklıydı."Hanji bana bu şekilde davrandığın için çok teşekkür ederim." şaşırdı. "Ha? Ben sana normal davranıyorum. Hatta bir arkadaş gibi." gözlerine baktım ve sonra geri çektim. "Sen bana insan gibi davranıyorsun. Bu his farklı."
"Hey siz."
Şaşkınlıkla oraya doğru baktım. Levi'ydi. Geldiğimizi de fark etmemiştim.
"Ne gevezelik ediyorsunuz?"
Hepsini duyamazdı tabi.
"Ooo levi seni görmek ne hoş!" dedi hanji geçiştirmek istediğini direkt belli ederek.
"Temizlik yapıcaz."
"Oha hadi canım." dedi kendi kendine hanji. Ona keyifle baktım. Hep böyle fırlama bir kadın mıydı? Bu kelimelerde tuhaf oldu. Burda ki herkes tuhaftı. Bunlar güzel tuhaflıklardı.
"Eren sen ve mikasa benle burayı, historia, jean, armin yemekhaneyi, sasha ve connie de koridorları temizliyecek."
Tam gidicek gibi olurken duraksadı. Ona attığım düz bakışlara aynı şekilde baktı. "Connie, Sasha Liebert'ı da katın."
"Buldu gül gibi kızı tabi. Hemen ko-" Levi ölümcül bir bakış attı. Sanırım hayatımın her bölümünde böyle bakıcak.
"K-kon."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sylvia'nın İsyanı (Snk Fanfic√)
FanfictionDünya titanlar tarafından işgal edilmiş. İnsanlar mı? Onlar kendi surlarında korku içinde yaşıyordu. Surlar 3 taneydi. Devasa uzunluktaydı. Rose, Maria,Sina... Ama bir gün bir titan onun boyuna yetişti. Ve duvarı yıktı. İnsanlar işte o zaman titanla...