1.bölüm|

1.2K 80 34
                                    

"Çekin gözümün önünden o kızı" diye bağırdı acılar içindeki kadın. Çektiklerini unutamıyorlardı. O iğrenç deneyleri yaparken sayısız tacize ve acıya tanık olmuştu.

Bunu çektiren o masum bebek miydi?Yoksa o masum bebeği  canavara dönüştürmek isteyen kraliyet miydi? Ya da komuton olmak için çocuğunu canavar yapan adi kocası mıydı?

Kadın çocuğun yüzüne bakamazdı çünkü bakarsa onu bırakamazdı. Yada onu büyütür ona sevgi veremezdi. En iyisi hiç bakmamak ve buralardan gitmek diye düşünüyordu.

İçeri aniden kocası girdi. Hizmetçileri önemsemeden hızlı adımlarla kadın'ın karşısına geçti.

+"Çocuğu emzirmelisin!" diye bağırdı adam. Kadın teredütsüzce " hayır" dedi yüzüne bakmayarak.

Adam derin bir nefes çekti. "Tamam. Ama çocuğa süt annesi tutucağım. Hiçbir yapcağmıza karışmayacaksın ."dedi adam.

"Cidden... Cidden kendi öz çocuğuna, kızına çocuk diye mi bahsediyorsun. İğrenç bir babasın William. keşke doğmak yerine ölseydi en azından bu hayatı yaşamak zorunda kalma-..." sözcükler yarım kalmıştı kadının. Adam, kadına ağır bir tokat geçirmişti.

Kadın acıyı önemsemeyerek daha yeni doğum yapmış olsa da kalktı. Dimdik baktı adama ve " bu lanet yerden gideceğim ve kurtulacağım ve buna engel olamıycaksın." dedi.

Adam dediklerine kafa yormadan bir tokat geçirdi yorgun kadının cılız tenine. kadın dayanamamıstı savrularak bayılmıştı.

Adam sallamayarak arkasını dönüp çıkmıştı. Ne yeni doğan kızının ağlaması ne karısının bayılmasını takmıştı. kraliyet gözünü kör etmişti...

       ×  ×  ×  ×  ×  ×  ×

Artık katlanamıyordum. Böyle yaşamak yerine ölmek mükemmel duruyordu. Ama olmazdı hayallerim gerçekleşmeden ölemezdim. Ya kraliyet köpeği olucaktım ya da buradan çıkmanın yolunu bulup buradan defolup gidicektim.

Her zamanki gibi bugün 4 saat uyumuştum. Lanet kalkma süreci. Eğitimim için felan filan.

Hemen hızlıca giyindim. Lanet antrenman'a gittim. şimdi ise burdayım. Eğitimci ile birlikte. Aslında o kadar güçlü değil. Sadece teknik bilgisi vardı. James deniliyordu.

Arada o manyak bakışlar var tabi adeta röntgenci gibi... o gözlerini oymak sonra bedenini titanlara yem etmek istiyorum.

Ağır adımlarla bir yere gidip oturdum. Terlemiştim. Sabahtan beri antremandaydım. Alışmıştım, ama beni boğuyordu.

Uzun kahverengi kahküllerimi elimi kullanarak arkaya yatırdım. Suyuma ağır hareketlerle uzandım. Biri suyu benden önce almıştı.

Ve bana uzatarak "al." dedi James. Eminim rütbe atlamak için uğraşıyordur benim ile.

Kaşlarımı çatıp tuhaf bir bakış attım ela gözlerimle -tabi sinirli olduğunu umarak-  ve suyu aldım. Birşey demedim. Kapağı bitkince açıp bir yudum aldım.

Eğitmenin yanıma oturduğunu hissettim. ıyh.! Kahkülümün birazını eline alarak oynamaya başladı. Elini elimle uzaklaştırdım. Ve ayağa kalktım. arkamı dönüp yürümeye başladım.

"İğrenç." dedim.

O gün bu insanlar titanlara karşı mücadele etmedi. Ve sadece aptal canlarını korumak için kralı korumayı seçti ve kralla güvenli bu duvar arasına geldi.

Bir yerlere gitmeliyim yoksa asıl titanlar saldırıcak simdi. şuan eğitimimin bitmesine az kalmıştı ama nasıl olsa asmıştım.  

Ben ilerlerken birden bir bağırma sesi ulaştı kulaklarıma.

"KOMUTANIM! 60 METRELİK TİTAN DUVARLARDA GÖRÜLDÜ!..."  Dedi bir asker. Duyduğuma inanmıyorum. yetmemismiydi insanları öldürmeleri? doymamışmıydılar?...

Babamın hızlıca bana doğru geldiğini gördüm.  Ah şimdi kralı koruycaktım değil mi? Kral'ı korumak yerine büyük titanla kendi başıma savaşırım daha iyi.

Babam önüme geldiğinde ona sinirli ve hırslı olduğunu umduğum bir bakış attım. Ve oradan uzaklaşmaya başladım. Evet üstümde manevra teçhizatı vardı.

Babam bunu engelleyemiyecek. Arkadan geldiklerini hissediyordum. Ama bende yetişmemeleri için bana eziyetlerle verdikleri güçlerden kullanacaktım. Bileğimdeki ve boynumdaki semboller şimdiden ısınıyordu. Deniyecektim. Bana ve anneme acı çektirerek verdikleri güçleri dibine kadar kullanacaktım. En azından babamın istemediği bir şeyde.

       ×     ×     ×     ×
 
Kadın kaçıyordu... Acılardan, işkencelerden,cani eşinden ve en kötüsü yeni 3 yaşına girmiş kızı Sylvia'dan...

Bu ismi seçmişti. çünkü bu annesine aitti. Annesi ona işkence yaptıklarında engel olmaya çalışmıştı. Cani eşi ise onu gözleri önünde öldürmüştü. 

Ormanlık arazide uzaklara kaçmaya çalışıyordu kadın. Ve birden eşinin sesini duydu.

"MİNE! "

Sesi uzaktan geliyordu. Ama genç kadın irkilerek bir ağacın köküne takıldı. Engebeli biraz dik arazide yuvarlanıyordu zavallı kadın. Bir bez çantaya koymuştu eşyalarını bir de kızının resmini... Ve yuvarlanmanın etkisiyle hepsi dökülüyordu.

Mine bayıldı. Her yeri mahfolmuştu...

Kısa zaman sonra Erwin ve askerler göreve çıkmıştı. Gecenin karanlığında ilerliyorlardı. Elindeki meşaleler ve yıldızların ışığıyla ilerliyorlardı.  Erwin bir hışırtı duymuştu herkese 'ilerlemelerini ve sonra geleceğini' söylemişti.

Ağaçların arasına teredütle atını sürdü. Ve yerde baygın kadını gördü endişeyle baktı genç Erwin. Atından indi. Suluğunu aldı. Ve biraz eline dökerek kadının yüzüne hafifçe serpti. Kadının acı dolu nidaları döküldü ağzından.

"Neredeyim?... Ben ıhh"

"Merak etmeyin... sizi burada baygın buldum. İyi misiniz?"

Kadın aklına gelenle endişeli bir bakış attı.

"Yoksa sen... " yüzünü eksiltti

"Sorun yok iyi biriyim." dedi

"Ne askerisin..."

"Ben insanları titanlardan koruyan keşif birliğindenim..."

Kadın derin bir nefes aldı. Ve genç Erwinin yüzüne baktı.

"Sizden bir iyilik isteyebilir miyim? " Erwin hafif duraksadıktan sonra cevap verdi.

"İmkansız değilse neden olmasın?... Sonuçta insanlara hizmet etmek görevlerimizden." dedi kendinden emin şekilde .

"Genç adam muhtemelen şimdi olmasa bile kraliyet komutanı ve adamları beni öldürecek..."

kadın yere baktı ve gözleri doldu. derin nefes alıp genç Erwinin geri yüzüne baktı. Ve konuşmasına devam etti.

"O kraliyet komutanı benim eşim. Onu duymussundur. Soğuk olduğu kadar kalpsiz de...Kralı korumak için, rütbe yükselmek için ben daha doğurmadan çocuğunu deneylerine alet etti. İşkenceyle deneyler yaptı. O bir kız simdi 3 yasında..."   

Göz yaşları nazikçe aktı kadının gözlerine yıldızların ışıkları yansıyordu.  Ve başını eğip yere doğru baktı. "Kalbimi acıtıyor." Ağlayan bir ses ile söylemişti.

" biliyorum ona çok fazla annelik yapamadım. Utancımdan yüzüne bile bakamadım. O cidden çok güçlü bir kız her deneye katlandı. Hiç vazgeçmedi. Ve yaşamayı başardı. Ağlamaları hala kulaklarımda biliyor musun? "

Genç Erwinin yüzüne baktı gözlerinde o kararlılığı gördü erwin. ve kadın şimdi isteğini söylüyordu.

-"Kızımı gelecekte kraliyet askeri olmasını engelleyip, onu keşif birliğine asker olarak girmesini sağlar mısın?..."

×      ×      ×      × 

Devam edicek...

Sylvia'nın İsyanı (Snk Fanfic√)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin