Bir yaşlı adam görüyorum. Sarayda yani burada tahtta oturuyor. Ama saray farklı. Eski. Eşyalar yeni değil. Etrafta görünür asker yok.Beni görmüyor gibi hissediyorum. Ama bana bakıyor. Yaslılıktan saçlarına ve sakallarına aklar düşmüş. Kahverengi solmuş gözlerini kısmış bakıyordu.
Bana bakması oldukça ilginç. Ben buraya ait değilim... Bu çok açık değil mi? Bu bir rüya. Bende kendi rüyamı istediğim şekilde şekillendiririm.
"Sen kimsin?"
"Şimdi ögrenebilmen pek mümkün değil. Başka bir zaman öğrenirsin. Ya da öğrenmemen daha iyi." dedi. Şüpheli bir kaşımı kaldırarak baktım yani rüyada. İşler her zamankinden tuhaf.dedi. Şüpheli.
"Nedenmiş?" dedim sorguyla. Cevap vermeyince boşverdim.
"Rüyamda ne işin var bunak?" dedim.
"Bana bunak mı diyorsun ha sen! Herneyse. Belki de işe yararsın ne dersin?" dedi.
"Hayır derim."
"Neden ki? Dünyadaki bütün işe yaramaz insanları yok edip tek kalanlardan olmak istemez misin?" dedi.
"İstemem. Bütün insanların yaşamaya hakkı vardır bunak bunu unutma! Kaç kişiyi böyle kandırdın acaba çok merak ediyorum." dedim gözlerimi kısarak.
"Bana birini hatırlatıyorsun." dedi. Acaba kim?(!) gerçekten ama gerçekten çok meraklandım. Devam etti.
"Çok güçlü bir auran var. Büyük bir gücün olmalı. Daha güçlü olmak ister misin?" dedi. Birbirimize ne kadar soru soruyorduk öyle. Bu benim rüyam olamazdı. çok uzadı. 1 saat filan uyuyorum artık ben.
"İnan ihtiyar yeterince güçlüyüm." dedim alayla. Sonra ciddiyetle "konuya gir." dedim.
"Ah tamam. Titanların mükemmel güçlerini farketmişsindir. Onlar gibi güçlü olmak istemez misin? Bunu başarabilirim. Başardım. İnsanları titan yapabiliyorum." dedi. Şoka girdim. Bunağa bak sen! Neler de yapmış.
" kahretsin! Sen ihtiyar- aaah anlam veremiyorum." dedim ve elimle başımı tuttum.
"Daha kaç insanı bir canavara dönüştürdün. Kaç insanı menfaatlerin için öldürdün?" diye de devam ettim. Hala bunamış şekilde bakıyordu.
"bir çok kişiyi. Heryerde varlar hala fark edemedin mi? İnsanları öldürmekten çekinmem. Hele ki kendi menfaatim içinse asla! ." dedi.
"Bağzıları işe yarıyor. Ama şimdi bunu anlayamazsın. Ölürken anlayacaksın ama!" diye tısladım. Cebimde olan çakıyı çaktırmadan aldım. Ve hazır olduğumda ona doğru koşmaya başladım. Tam çakıyı onu geçirecekken her şey durdu.
"Beni burda öldüremezsin. Belki de gerçekte aramalısın genç bayan." dedi bizim bunak. Her şey yavaşça yok olmaya başladı. Ben o çakıyı ona geçirememiştim. Havada donmuştum. ve bu evrenden yok olmaya başladım.
Gözlerimi açtım. Yine odamdaydım. İlginç bir rüya idi. Her zaman ki gibi az uyuduğum için yatağımın üstüne öylesine uzanmıştım. Tanrım! Saatlerce uyumuş gibi hissediyorum. Saat'e baktım. bir saat hemen hemen uyumuşum. Farkettim ki eskiden 4 saat uyurdum ama gittikçe uyku saatleri kısalıyor. Artık bu dakikalara bile iniyor. Ve eğitime az kalmıştı. Babam, eğitmen ve hizmetçilerden biri gelmeden ben gitsem iyi olur.
Gerinerek kalktım. Çok üşeniyorum. odamdaki banyoya giderek yüzümü yıkadım aynaya baktım. Tch... Göz altlarım yine aynı, morarmış ama bunu sevmiyor değilim. Hatta göz altlarıma sürme çekip dağıtınca güzel oluyor. İyi fikir zamanım varken yapmak iyi olurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sylvia'nın İsyanı (Snk Fanfic√)
FanficDünya titanlar tarafından işgal edilmiş. İnsanlar mı? Onlar kendi surlarında korku içinde yaşıyordu. Surlar 3 taneydi. Devasa uzunluktaydı. Rose, Maria,Sina... Ama bir gün bir titan onun boyuna yetişti. Ve duvarı yıktı. İnsanlar işte o zaman titanla...