5.bölüm|

574 61 57
                                    

Erwin'i gördükten sonra uzun zaman geçmişti.

Kraliyet beni de karanlığa çekiyordu.Azar ve dayak yemiştim. Harika.

En saçması da onlar için savaştığım halde dayak yemem. Siz beni böyle yaparken acımadınız... Bir gün bende size acımayacağım.

Emin değilim. Kalbim onların aksine var.

"Evet baba" dedim girerek kapıdan. uyarır gibi öksürdü."ıhm... Komutanım." dedim düzelterek. Çok meraklıydım zaten baba demeye.

Odasına beni çağırmıştı. Özel odası pardon. Bordo ve gri renklerine uyulmuş bir oda. Masasının üstündeki komutan yazısı parlıyordu.

"Evet. Bugün keşif birliği komutanı,Yani Erwin smith  bir yarım saat sonra ziyaret edicek. burayı gözden geçireceklermiş. Güzel göster burayı olmadığından daha çok." herzaman ki tehdit.

Sessizce "hm kesin" dedim.

"Ne dedin?."

"Emredersiniz..." dedim.

Tabi.keşif birliğinin komutanı Erwin olmuyor muydu? O oldukça güçlü ve zeki biri.

Tetikte olmal- düşüncelerimi babam arkamı döndüğümde kesmişti.

"Unutma 2 hafta sonra veliaht prensle izdivaçın olucak. Ona alışmalısın" dedi. Hayda o bana alışmalı.

Kafamı tam çevirmeden yana doğru baktım ve odadan çıktım.

Kafayı yiyeceğim. Belki de bu hafta gidecektim. Akıllı ol Sylvia senin peşini asla bırakmazlar.

Bırakmassalar bende onları alt ederdim. Sonuçta bu gücü onlar bana zorla verdiler, ben onlara geri öderdim.

Odama gitmeye başladım. Biraz sakinlik iyi gelirdi belki. Sonunda odamın kapısını araladım. Kendimi yavasça yatağıma attım. Ellerimi yüzüme koydum. Hissizdim... Ah... Üstüme bir şeyler giymeliydim. Dolabımdan. Beyaz gömlek. pantolon askılığı. Ve bir siyah rahat bir pantolon.  Çok dar değildi. Siyah bir ceket alarak tamamladım. Tamam bir kız gibi giyinmiyordum. Ne bekliyorsunuz ki. O iğrenç kabarık giysilerden mi? Onları görünce miğdem bulanıyordu.

Yanıma bir silah alsam iyi olur. Zaten bir askerim bunun sorun olacağını sanmıyorum.her zaman taşımam gerekli olduğunu düşünüyorum. Tabancamı yanıma aldım.

Bir çardağa gidip oturdum.

Gözlerimi sarayın dış kapısına çevirdim. Bir süre sonra demir kapıyı bekçilerin açtığını gördüm. Muhtemelen at arabaları girmektedir.
Ayağa kalktım. Ve kapıya doğru gittim. Bir at arabası görmüştüm. ve durdu kapının önünde. Kapının önüne gittim. Erwin komutan aynıydı. İndiler Hanjiyle. Hanji de gelmişti. Elimi kalbime koydum.

"Hoşgeldiniz. Sizi sarayda misafir etmek ne büyük bir şeref komutanım." dedim ciddi bir sesle.

"Hoş bulduk asıl bize çok şereflendirdiniz."

"Sylvia na-" sözünü kesmişti Erwin hanjinin. Kulağına yaklaştı.
Ve bir şeyler fısıldadı. Hanji "hhheeee tamam" dedi sessizce. Hanji normale büründü ve önüme geçti. Sessizce "numara yapmamız gerek." dedi Hanji. " duydum zaten" dedim bende sessizce

"Ben Hanji zoe" dedi elini uzattı tuttum. Heyecanla yukarı aşsağı salladı. "Sakin ol fazla heyecanlısın." dedim sakince.

"Hadi sylvia gezdir bakalım sarayı..." Dedi Erwin hanjiyi koluyla hafif iterek.

"tamam gezelim sarayımızı." dedim. "ıhm ilk nereye göz atmak istersiniz." dedim.

"Gezmiş gibi rastgele gezdir fark etmez. Maksadımız saray değil zaten" dedi kendinden emin şekilde.

Sylvia'nın İsyanı (Snk Fanfic√)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin