36. bölüm|

235 31 89
                                    

Uzun bir tartışmadan sonra bana oda vermemeye karar vermişlerdi. Levi "bir kişi için oda mı açmak zorundayız?" demişti haklı olarak.

Sonuç olarak kızların kaldıkları odalarda değil, hanji'nin odasında kalıcaktım ve bu harika bir karardı.

Görev olduğunda muhtemelen başka sur'a gidecektik. Stresli ve acı dolu zamanlar geçirmişlerdi Bu yüzden daha küçük görevlere atılmışlardı. Ama keşif birliği duramazdı.

Gün geçtikçe daha beter oluyordu.
İnsanlar durmuyordu, Titanlardan bahsetmiyorum bile.
Hala kendi iğrençliklerinde insan yemeyi bekliyorlar...

Kafamı ranzanın tavanından çevirdim. Üst yatak hanji'nindi. Masada bağzı işlerle uğraşan Hanjiye baktım. "Odanın azda olsa düzenli olmasına sevindim."

Gözlüklerini düzelterek etrafa baktı. "aa evet Levi toplamış olmalı." güldü. Tepkisiz kaldım.

"Levi hepinizin başını toplayan kişi demek." dedim başımı geri kahverengi ranza tavanına çevirerek.

"Evet. O olmasa ben burda kağıtlar ve kitapların altında boğuluyor olurdum."

"Ya... Ne hoş."

"Seni rahatsız etmeyim. Uyu çok yoruldun."

"Hanji en son 1 saat uyuduğumu hatırlıyorum. Son 3 gündürde pek uyumuyorum sanırım."

Derin bir nefes verdim. "Pek uyuyan biri değilim. Ama üstümde o kadar mayhoş bir yorgunluk var ki."

"İyice dinlen o zaman." dedi şefkatli bir sesle. Ona bakışlarımı geri çevirdim.  Kollarını iki yana ayırmış geriniyordu. Ve o çılgın sesi.

"Ohh beeegg. Boşver dimi sylvia!? Hadi uykuya!"

Koşarak üst ranzaya geldi ve hayvan gibi tırmandı.

"Yuh! Ranza çökücek." karanlığa bir kıkırdama koyuverdi.

Birden eğilen kafasını gördüm. Dağınık saçları yere doğru uzanınca komik bir görüntüsü olmuştu.

"İyi gecelerrr juliet"

"Sanada hanji, sanada." hanji geri çekildi ve odaya sessizlik hakim oldu.

Bu sessizlik çok güzeldi.

Uyumak için düşünmemem lazım ama bunu pek başaramam.

Fakat yorgundum. Bu mükemmel yorgunluğu daha fazla yaşamalıydım.

Hanji'nin bileğime sardığı sargılara baktım. Öbür elimle okşadım. Söylemiştim iyileşmişti ama o ısrarla takmıştı. Krem de sürmüştü. İyileşmişti iyileşmesine ama iz kalmamış değildi.

"Ah..."

×   ×   ×   ×

Gözlerimi yavaş yavaş aydınlanan gökyüzünü gösteren pencerede gezdirdim. Ne zaman kalkıyorlardı?

Hanji vaktinde kalkar belki.

Hayır, pek sanmıyorum. Ayağa kalktım.

Ah uyku bedenime iyi mi geldi kötü mü geldi bilmiyorum.

Gerinerek kapıya gittim. Açtım ve uzun koridor'a baktım. Görünürde kimse yoktu.

Bedenimi bir soğukluk kaplamıştı. Sabah havalar hep böyle oluyordu. Bir çay içmeden ayılamazdınız.
Acaba çay içebilecek miyim?

Kapıyı ne olur ne olmaz diye kitledim. Ne olur hanji uyanma.

Giysilerimi değiştirmeye başladım.
Her zaman ki gibi beyaz gömlek giyivermiştim.
Ama bir şey farklı olacaktı.

Sylvia'nın İsyanı (Snk Fanfic√)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin