48. Bölüm|

210 23 23
                                    

"Bekle, Levi." Dedi ciddi bir sesle Hanji.Gözlüklerini düzeltti. "Ellerini çek Sylvia'nın üzerinden. O benim juliet'im."

"Bunun için miydi?" Elini üstüne sildi. Bende omuz silktim. "Tabi öyle." Yüzümü hareket ettirmeden Kaptan'a baktım. Başka ne zaman boş yapıcam ki?

"Romeo." dedim ve bir kaşımı hareket ettirdim. "Göster bize yolu."

"Böyle kal işte Levi. Heheheh." Kolunu omzuma attı Hanji.

"Boş yaptın anca."

...

Akşam olmuştu çoktan. Ateş yakmıştık. Bu boş kale ne kadar yaşanılabilirse o kadar konaklıyorduk. Herkes battaniyelere sarılmıştı.

Bazı kişiler uyuya kalmıştı. Öylece yanan ateşi izliyordum.

Gerçekten ilginçti. Surlardan uzaktaydık ve kimse ulaşamazdı.
İçimde anlamlandıramadığım bir his vardı.
Bu yabancı his içimi kemiriyordu. Sanki açlık duygusu gibiydi. Kalbim birine mi açtı?

Yüzümü ekşilttim. Ne biçim bir sözdü bu? İçimde bir şey kalmıştı belli ya.

Yüz çevirmeye devam mı edicektim bu duyguya?

Şaka mı yapıyordum? Neden kendinden utanıyorsun Liebert?
Sadece aklına geliyor ve hemen buna perde çekiyorsun ha.

Gözlerimi sıkıca kapattım. Kafamı geriye atıp duvara değmesini sağladım.

'Peki ya sonra?'

Dudaklarımı ıssırdım.

'Peki ya gelecekte?'

Dişlerimi sıktım.

"Ne olursa olsun vazgeçme Sylvia. Senin mutluluğun oldukça önemli."

Sylvia öylece genç adam'a baktı. Genç adam ona bakmıyordu, oynadığı ellerine gözlerini çevirmişti.

"Eğer istersen... Prensliğimi umursamam. Gidebiliriz."

Sylvia endişeli bakışlarını ona attı. "Sen neden bunları umursuyorsun şimdiden?"

Beyaz kirpiklerini bir kaç kere istemeden kırptı Shin.
"Acı çekiyorsun..."

Sylvia boynundaki sargılara elini koydu. "Merak etme. Buna dayanacak gücüm var."

Fiziksel olarak.

İçinden konuştu Shin. 'Şaka yapıyor olmalısın? Ağlamalarını bilmediğimi mi sanıyorsun?.'

Sylvia sessizliği fark etti. "Hem merak etme, Eğer bir gün Keşif birliğine katılırsam buna değecek."

"Umarım katılırsın Sylvia."

"Teşekkür ederim pamuk Prens."

Shin bu sefer normal durarak Sylvia'yı izlemeye başladı. Arkasına yaslanmıştı.

"Peki ya sonra?" Sylvia'nın kaşları yukarı kalktı. "Hm?"

"Peki ya sonra ne olucak? Yeni insanlarla tanışacaksın. Arkadaşların olucak. Gereken de bu aslında..."

"Evet... Senin içinde öyle olmalı. Arkadaşlığa,özgürlüğe...tabi bir prens ne kadar sahip olabilirse."
Havaya bakarak konuşmuştu.

"Sen yeterlisin." Sylvia'nın bakışları ona döndü. "Tanıdığım insan olarak yani."

"Bende bu konu hakkında sana minnettarım aslında. Sen olmasan şimdiye kadar... düşünemiyorum. Çok iyisin Shin."

Sylvia'nın İsyanı (Snk Fanfic√)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin