Sınıfa doğru yürüyordum.
Bu sınıfta hiç kimse sevmezdi beni yani bir sürtük olarak görürlerdi. Dersleri düşük olan ve okul birincisinin ona bakabileceğini düşünüp açılan bir sürtük.
Düşüncelerimden biraz da olsa kurtulmam gerekirdi ama yapım gereği herşeyi en derinlerine kadar kurcalayarak kendimi üzmeyi severdim(!)
Sınıfa girmiş ve en önden 3. Sıraya çantamı koymuştum. Kimse benimle ilgilenmiyordu sınıfta ve bu benim en çok istediğim şeyler sırasında sanırım birinci geliyordu.Sınıfa gelenlere göz gezdiriyordum. Dersin başlamasına henüz 15 dakika vardı
Bu da saçma sapan insanlarla saçma sapan muhabbetlere girebilmek için gayet yeterli bir süreydi.
Yanıma oturan çocuk ile kafamı kaldırmadım ve umursamıyormuş gibi yaptım. Neden yanıma oturursun ki?Belki ben yalnızlıktan gebermek istiyorum?
Zaten sıkıntıdan patlamak üzereyim ve daha tanımadığım birisi üzerinde bile böyle bir izlenim bırakma riskim arşa çıkmış durumda. Benden ilk saniyelerde nefret edeceğini bilmediğin için saf bir şekilde gelip oturdun iyi hoş fakat benim aklımı okuyabilseydin eğer, en azından şu saniyeler içerisinde, sülaleme söve söve terkederdin sınıfı. Neyse, insan gibi davranmakta fayda vardı fakat davranışlarım pek insancıl değildi
Çocuk elini bana uzatıp tanışmaya çalışıyordu. Ben ise havada olan eline tren görmüş Rose gibi bakıyordum."Selam, ben Taehyung"
Sevecen bir ses tonu ile gülümsemişti.
İyi de banane bundan ben ona adını sormadım ki.
Demiştim içimden.Ayılık olmasın diye elini tutacaktım ki sınıfa giren Park jimin ve Jeon Jungkook ile gözlerimi onlara çevirdim.
Çantaları tek kollarından sarkarken siyah kapşonluları ile fazla havalı gözüküyorlardı.Yanımıza doğru yaklaştılar ve tam oturduğum sıranın önüne oturdular.
" Rosè"
Havada olan elini tuttum ve kibarca sıktım.
Bu sırada Jimin, Jungkook ile konuşup bir şeylere gülüşüyorlardı.
Hiçbir şekilde benimle muhattap olmamıştı.
Sanırım geçen sene olan olaydan Jungkook'un da haberi vardı. Çünkü ara sıra arkasını dönüp tekrar jimine bakıp bir şeyler söyleyip gülüşüyorlardı.Park Jimin gerçekten kötüydü.
Bir insanın duygularını hiçe saymıştı.
Ayrıca nazikçe reddetmek yerine bir kenara itmiş kalbini buruşturup atmıştı.
Herhalde yalnızca kendisinin bir kalbinin olduğunu falan zannediyordu. Dünyanın kendisi etrafında döndüğünü, bütün kızların peşinde pervane olduğunu, sadece bedensel bir yakınlık için her şeylerini vereceklerini zannediyordu. Haklıydı. Çünkü çok doğru zannediyordu. Daha geçen sene kızlar tuvaletindeyken konuşmalarına şahit olmuştum. Okulun çok yakışıklı erkekler listesindeki top10 olan Jungkook, Yoongi ve Jimin'in koyu muhabbetini yapıyorlardı. Resmen konuştukları şeyleri +18 içerikli kitaplara Smut niyetine koymalılardı. Utanan yazarlara duyurulur** İçlerinden birisinin yatağına girmek için delirdikleri anlatıyorlardı birbirlerine. Olayın komik yanı ise aynı kişi için düşündükleri şeyler olmasıydı. En yakın arkadaşınız ile bir oğlanın altına girebilmek için hayaller kuruyorsunuz. Bu.. bu çok utanç verici. Gerçekten onların yerine utanıyordum bazen. Ama işte insan sürtük olunca, En yakın arkadaş bir ifade etmiyordu. Hiç olmazsa grup yaparlardı. Midemin bulantısını önleyemeden ve gizleme zahmetinde bulunmadan kızlara omuz atarak çıkmıştım o tuvaletten. APTALLAR. O erkekler sizin gibi her gün kaç kızı yatağa atıyordu haberleri var mıydı acaba?
***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Magic||Rosemin
Fanfiction🥀Ben yine de ısrarla senin bahçende büyümek isteyen bir papatya olacağım.. Pjm|Pch