(Yazar müspettesi duygusal müzik eşliğinde dinlemenizi şiddetle tavsiye ediyor...)********
Doktorların kanlı eldivenleri ile çıktığı ameliyat odasına bakmaya başladığımda, Taehyung ve Baekhyun benim gibi oturmayı seçmemiş, Doktorun yanına fırlamışlardı âdeta.Kısa boylu ve hafif kilolu adam, ellerindeki kanlı eldivenleri çıkarmış ve çöpe atmıştı.
Gözlerim doktorlara delicesine soru soran ikiliyi bulunca, istemsizce dolmuş, yanaklarıma hücum etmeye başlamıştı.
Oturduğum fayanslardan kalkmak için büyük bir mücadele vermiş fakat başaramamıştım.
Bedenimi kontrol edemiyordum...
Gözlerim Jin hocayı bulunca, bana doğru uzattığı elinden destek alarak kalkmış ve kafayı yemek üzere olan ikilinin yanına doğru ilerlemiştik.
Doktorun önüne geldiğimiz sırada Jin hoca beni tutan ellerini yavaşça çekmiş; ben de kendime tutunacak bir duvar bulmuştum.
"İyi mi doktor? Bir şey söylesene! İyi mi? Yaşıyor mu?"
Demişti Baekhyun, elleri ile saç köklerini çekerken.Ağlayan yüzümü saklama gereği duymamıştım. Gözlerimdeki yaşlar sel olurcasına akarken düşünebildiğim tek şey bana söyledikleriydi.
Çok güzel bir yere gidiyorum...
Doktorun yüzü Baekhyun'u bulunca kafasını olumsuz anlamda sallamış ve konuşmuştu.
"Başın sağolsun evlat."
Demiş ve sırtını patpatlamıştı.Anbean dağılışını izlemiştim.
Elleri saçlarından girip çıkarken kafasını Jin hocaya doğru çevirmiş, hastaneyi inletecek denli bir çığlık kopmuştu dudaklarından.
Dizleri onu taşıyamamış olacak ki, kendini yere bırakıvermişti.
Yerde ayakları ile ellerini birbirine buluşturmuş şekilde kafasını gömüp ağlarken; sadece izleyebilmiştim olanları.
Ne yapabilirdim ki en fazla?
Ona gidip ağlamaması gerektiğini söylersem beni dinler miydi?
Her şeyin güzel olacağını söylesem inanır mıydı ki?
Sahi, her şey güzel olacak mıydı ki?
Daha ben bile kendimi kandırmayı başaramamışken; ona söyleyeceğim sözlerin ne kadar değeri olacaktı.
Jin hoca yere çömelmiş şekilde Baekhyuna destek olurcasına sarılırken, Taehyungtan tarafa çevirmiştim kurumaya yüz tutmuş irislerimi.
Bir elini korkuluğa götürüp tutumuştu. Boşta kalan eli ise saçlarında geziniyordu. O da benim gibi ağlamasını saklama gereği duymamıştı. Gözünden akan inciye benzer yaşlar, yanaklarını es geçerek yere damlıyordu.
Canı yanıyordu...
Canı yanıyordu ve ben hiçbir şey yapamıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Magic||Rosemin
Fanfiction🥀Ben yine de ısrarla senin bahçende büyümek isteyen bir papatya olacağım.. Pjm|Pch