|3.1|

891 72 184
                                    


***

"Taeyong, kaseyi uzatsana."

Taeyong yerinden hafif kalkmış ve içi cips dolu kaseyi bana uzatmıştı. Teşekkür etmeden almış ve koltukta eski pozisyonuma gelerek diziyi izlemeye devam etmiştim.

Çünkü, niye teşekkür edeyim ki?

Teyzemin ısrarları üzerine gece gece açık bir büfe aramıştış fakat bulamamıştık. En sonunda yaşlı amcanın büfesini gördüğümüzde derin bir nefes alıp girmiş ve tezgahın hemen önündeki paketlerden birkaç tane almıştık. Adam her ne kadar polisi aramaya yeltense de ısrar ve özürlerimiz üzerine affetmiş ve aramamıştı.

Vicdanlı adam.

"Chaeyoung?"

Teyzemin sesi ile kafamı sola çevirmiş ve ne diyeceğini dinlemeye başlamıştım.

"Hm?"

Yüzü ciddiyete büründüğünde içimde bir huzursuzluk olmuştu. En son ciddi olduğunda ben korkudan altıma işeyecek hale gelmiştim çünkü.

"Su getirsene."
Söylediği şey üzerine göz devirmiş ve kucağımdaki yastığı Taeyong'a fırlatarak ayağı kalkmıştım. Bana küfür ettiğini duymuş fakat umursamamıştım.

Mutfağa girmiş ve dolaplardan bardak aramaya başlamıştım. Bardak bulamayınca makinedeki bardağı almış yıkamaya başlamıştım. Cidden, su istemek için bu kadar ciddiyete gerek var mıydı?

Bardağı kurulamış ve su sebilinin önüne geçip doldurmaya başlamıştım. Doldurduğum bardağı kafama diktiğim için tekrardan doldurmaya başlamıştım.

Canım sıkıldığı için gözlerimle karanlık bahçeyi taramaya başlamıştım. İnceden inceden yağan kara bakmıştım.

Çok güzel yağıyordu.

Belki ben de yapabilirdim böyle birilerinin kalbine?

Saçmalama Chaeyoung.

İçimdeki sese göz devirmiş ve su dolu bardağı yavaşça çekmiştim. Elime aldığım bardak ile adımlarımı salona doğru ilerletmiş fakat durmuştum. Gözlerim karanlık bahçede hızlıca gezince tereddütle adımlarımı atmaya devam ettim.

Bir hareketlilik vardı.

Salonda pür dikkat diziyi izleyen ikilinin yanına adımlamış ve tam önlerinde durmuştum. Elimdeki bardağı teyzem kişisine vermiş ve ters istikamet yürümeye başlamıştım.

"Nereye?"

Taeyong'un sesi ile kısa bir süre durmuş ve arkamı dönmüştüm.

"Bahçedeyim."
Beni onaylayan mırıltılar çıkarınca teyzemin sesi kulaklarımı doldurmuştu.

"Hırkanı giyin. Hava soğuk."
Onu onaylamış ve adımlarımı mutfağa yöneltmiştim. Masada öylece duran hırkayı üzerime rastgele geçirince kapı kolunu indirmiş ve kendimi bahçeye atmıştım.

Havuzun hemen önünde duran şezlong'a oturmuş ve üzerindeki havluyu yere koymuştum.

Derince bir nefes almıştım.

Verememiştim.

Boğazımda oluşan yumru buna izin vermemişti. Ben bakışlarımı ne zaman gökyüzüne çevirirsem bu böyle olmuştu. Olacaktı da, çünkü oradaydı o. Biliyordum.

Belki yapmış olduğumuz konuşmayı dikkate alsaydım,enine boyuna düşünseydim veya birine danışsaydım

Şuan yaşıyor olabilirdi.

Magic||RoseminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin