Keyifli okumalar~
"Teyze cidden öyle bir şey yok, sen olayı tamamen yanlış anladın."
"Aç şu kapıyı yoksa kırarım!"
"Önce sakin ol ve elindeki oklavayı yavaşça yere bırak teyz-."
"LAF ÇEVİRME CHAEYOUNG KAPIYI AÇ!"
Şuan gerizekalı arkadaşım yüzünden ölüm kalım meselesi yaşıyordum. Hayır ölmek için daha çok gencim.
Teyzem bizim şey yaptığımızı düşündüğü için eve girdiği gibi mutfaktan oklavayı aldı ve önce Taehyung'u dövdü. Ben ise sıra bana gelmeden kaçtım ve kendimi tuvalete kitledim. Aslında buraya kitlemeyecektim ama teyzem bir çita kadar hızlı koştuğu için en yakın yer olarak burayı tercih etmiştim.
Şuan ise elinde tuttuğu oklavayı kapıya vurup beni korkutmaya çalışıyordu. Olan kapıya oluyordu.
Şansıma sıçayım.
2 yıldır bize gelmeyen teyzem, bu günde bize geleceği tutmuştu. Hemde en yanlış anlaşılmaya meyilli bir zamanda.
"Teyze kapıyı açacağım ve olan biteni anlatacağım. Lütfen elindeki VELEDSAVAR113 silahını yere bırak ve beni dinle.""Tamam."
Şaşırmıştım. Bu kadar kolay pes edeceğini aklımın ucundan bile geçirmemiştim. Ben dayak yerim ondan sonra anlatırım diye düşünmüştüm ama olsundu.
Böylesi Antlaşma canıma minnetti.Yavaşça kilidi ters yöne çevirdim ve ürkek hareketlerle kapıyı açtım. Teyzem hazretleri karşımda,bütün heybeti ile duruyordu. Elindeki oklavayı yere belli belirsiz bir ritim ile vurarak kızgınca suratıma bakıyordu.
Odamdan çıktım ve teyzemin önüne gelip yere kadar eğilerek selamladım. " Beyim'e selam olsun."
Kalkacağım sırada kafama vurdu ve kıkırdamaya başladı. "Seviştiniz mi?"
Çüş.
Öyle dank diye girilir mi konuya amk.
Kafamı hızlıca kaldırdım ve olumsuz anlamda iki yana salladım.
"Üzerine su döktüm. Bu yüzden üzerini çıkardı. Valla düşündüğün gibi bir şey olmadı teyze."Kafasını anladım dercesine salladı ve merdivenlere doğru yöneldi. Bir dakika ya? Bu kadar kolay olacaksa ben neden iki saattir adrenalin patlaması yaşıyordum. Çok saçma.
"Zaten anlamıştım. Hangi erkek senin gibi bir belayı alır ki başına?"Söylediği şey ile gözlerimi devirmiştim. Alan alırdı. Sadece kendime göre birisini bulamamıştım. Aslında bulmuştum ama artık umrumda değildi.
"Ayıp oluyo ama.Hem sen neden hemen inandın. Benim bildiğim Hyung-chan hazretleri beynimi si-öhöm sevene kadar sorgulardı.""Aşağıda dövdüğüm zibidi anlattı. Sadece senden de duymak istedim. Hani aynı şeyleri söyleme meselesi var ya."
Teyzeme boşuna teyzem hazretleri demiyordum. Bu kıvrak zekası ile FBI ajanı nasıl olmadı anlamamıştım doğrusu. Zekası gibi geniş bir Aurası da vardı. Enerjiyi hissetme mevzusu falan. Ben pek anlamam açıkçası böyle şeylerden. Yada korktuğumdan mıdır bilemem. Çünkü en son ruh çağırma ayini yaptığımızda anormalin üzerinde şeyler yaşamıştım.
Hemen anlatayım.
Teyzemin ısrarları üzerine onun gibi böyle işlerle ilgilenen birkaç arkadaşıyla beraber toplanıp karanlık bir odaya oturmuştuk. Odayı aydınlatan mum ışıkları fazla yetersizdi. El ele tutuştuk ve gözlerimizi kapattık. Yani ben zorla kapatmıştım. Teyzemin arkadaşlarından birisi anlamadığım bir dilde bir şeyler söylemeye başlamıştı ve ben olaylara hiçbir tepki vermeden bekliyordum. Ta ki tepemizdeki avizenin büyük bir gürültü ile yaptığımız çemberin tam ortasına düşmesine kadar.
Anında gözlerimi açtım ve elini tuttuğum iki kişiden sıyrılarak kapıyı açmaya gittim. Aynı benim gibi teyzem ve diğer iki arkadaşı da ayaklandı ve açmaya denedi ama kapı kilitliydi. Biz odaya girdiğimizde kapıyı bilerek açık bırakarak girmiştik.
Bir saniye bile beklemeden karşıda duran cama tekmemi geçirdim ve aşağıya atladım. Yüksekliği umursamamıştım atlarken. Şans herhalde ilk defa yüzüme gülmüştü. O kadar yüksek değildi.
Benim atlamamın ardından teyzem de atladı ve benimle beraber koşmaya başladı. Diğer iki kişi yukarıda ne bok yiyorlardı merak ediyordum cidden. Korkaklar atlayamamıştı. Aslında korkan ben de olabilirdim. Sonuçta korktuğum için camdan atlamıştım. Karanlık sokakta ayağıma batan taşlar canımı yakmaya başlamıştı. Teyzem elimden tutup beni kenarıya çekmişti. Ne yaptığına anlam verememiştim. Karanlık sokakta beni duvar ile aradına almış, bir eli ağzımda diğer eli ise duvardaydı. Gözlerinin rengi...griydi.
Ama benim teyzemin gözleri yeşildi. Ve lens kullanmaktan da nefret ederdi. Karanlıkta parlayan gözleri gerçekten ürkütücüydü.
Elleri ile ağzıma baskı uygularken hala anlam veremediğim şeyler dökülmüştü dudaklarından.
"Beni unutuyorsun. Yaşadığın şeyleri unutuyorsun ve kimseye anlatmıyorsun. Merak etme tekrar karşılaşacağız."Demiş ve gitmişti. Arkadından zibilyon kere teyze desem de bir işe yaramamıştı. Ben de evimin önüne doğru yürürken annemi gördüm ve beraber o odaya tekrardan girdik. Annem ona anlattığım hikayeden korkmuş olmalıydı. Size olayın en can alıcı kısmını söyleyeyim mi? Odaya girdiğimizde ne yerde paramparça olmuş bir avize vardı ne de kırılmış bir cam. Teyzem ve diğer iki arkadaşı el ele oturmuş ve az önce benimleyken yaptıkları şeyleri yapıyorlardı.
Bu olaydan sonra teyzem benimle konuştu ve benimle öyle bir konuşma yapmadığını söylemişti. Bütün bunların nedenini sorduğunda ise zamanı gelince öğreneceksin dedi ve beni susturdu.
******
******
"Ne oldu? Gene daldın uzaklara?"
Teyzemin sesi ile kafamı ona doğru döndürdüm ve zorla da olsa gülümsedim. Yaşadığım şeyler aklıma gelince bile tüylerim diken diken oluyordu.
"Hiç, dalmışım sadece."Teyzem ekindeki valizi salondaki koktuğa atınca ben de yanına doğru adımlamıştım. Koltuktaki valizinin yanına oturdu ve benim de karşısına oturmam için işaret yaptı. Bu en sevdiğim anlardan birisiydi. Teyzem fransaya taşınmıştı ve bana oradan sürekli hediyeler getiriyordu. Ve bunu hiçbir karşılık beklemeksizin yapıyordu.
Valizin üst cebindeki kutuyu çıkardığında gözlerim siyah kutuya kaymıştı. Siyah kutular tehlikeli.
Kapağını yavaşça açtı ve parıltılı şeyi bana doğru uzattı. Bir kelebek mi?
Genelde teyzem böyle hayvan figürlerinden nefret eder ve bana da kullandırtmazdı. Cidden kafam karıştı şu an.
" Neden kelebek?"
Diye sorduğumda nefes vererek cevap verdi.
"Beğendim ve aldım.Ne üsteliyorsun!"Yalandan bana kızan teyzeme kıkırdadım. 28 yaşında olsa bile hala bir çocuk gibi davranıyordu.
"Takmalı mıyım?"Sorduğum soru ile kafasını 'evet' anlamında salladı ve arkama geçip kolyeyi eline aldı. Zincirleri birbirine takmaya çalışırken konuştu. "Bunu sakın boynundan çıkarma."
Nedenini anlamamıştım. Bir boklar dönüyor ama hadi hayırlısı. "Neden?"
Sonunda birbirine taktığı zincirleri boynumda salık bırakırken saçlarımı arkaya doğru attı ve kulağıma doğru eğilerek fısıldadı.
"Çünkü bunu çıkarırsan seni koruyamam."***
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Magic||Rosemin
Fanfiction🥀Ben yine de ısrarla senin bahçende büyümek isteyen bir papatya olacağım.. Pjm|Pch