Neyden bahsediyordu bu manyak kadın? Sanırım yine o aptal mevzulara girmişti. Nesini anlamıyordu bunun,ben böyle işlerde olmak istemiyorum. Hem çok saçma hemde gereksiz derecede ürkütücü
"Teyze geçen seferki gibi bir olay ile karşılaşmak istemiyorum. Eğer kötü bir konu varsa lütfen bunu bana yansıtmamaya çalış."
Dediğimde arkamdan çekildi ve tam karşıma oturdu. Ne boklar dönüyor hem merak ediyordum hemde merak etmemek için büyük bir çaba sarf ediyordum. Sonu iyi bitmez genelde böyle şeylerin.
"Sadece rahat ol tatlım. Hayatınızın her anında ortaya çıkabilir böyle şeyler korkmana gerek bile yok, inan bana."Ben streslice parmaklarımla oynarken narin ellerini ellerimle buluşturdu ve güven verircesine sıktı. Ben neden böyle olaylara bulaşmak zorundaydım ki? Sessizce çeksin acısını bana neden yansıtıyordu ki?
Gerçekten şansıma sıçayım.
Hatta siz de sıçın benim şansıma. Olmadı grup yapar sıçarız. Kafamı bezmişçesine salladım ve ellerimi tekrardan kendime doğru çektim. "Film izleyelim mi?"Sorduğum soru ile bakışlarını önce bana doğru döndürdü ve düşünür gibi yapıp havaya kaldırdı. Bakışları tekrardan beni bulunca kafasını salladı. Oturduğum koltuktan yavaşça ayağa kalktım ve televizyonun önüne geldim.
Tv ünitesinin aktındaki çekmeceden birkaç cd kaseti bulup içlerinden birisini seçtim ve ardından televizyona takıp çalıştırdım. Yerime oturmadan mutfağa gidip içecek bir şeyler aldım ve koltuğa oturdum.
Elimde tuttuğum kahvemi yudumlarken anlamsızca gözlerimi televizyonda gezdirdim
Sarmadı.
Oturduğum koltukta yavaşça ayağı kalktım ve teyzeme dönerek konuştum.
"Ben dışarı çıkıyorum. Biraz temiz hava almam gerek. Bir şeyler istiyor musun?""Muzlu süt."
Önce şaşkınca suratına bakmış, ardından gözlerimi devirmiştim. Böyle bir kadının muzlu süt içmesi elbette tuhafıma gidecekti. Fakat zevkler ve renkler tartışılmaz diye bir kural vardır.
"Görende büyücüsün der."
Dediğimde kaşlarını sinirle çatarak kafasını bana doğru kaldırdı.
"Büyücü deme şuna, sadece ilgimi çekiyor."Gözlerimi 'hıhı kesin öyledir tatlım' dermişçesine gözlerine kenetlediğinde kolundaki saatini gösterdi ve gitmem için geç olmaya başladığını söyledi.
Ben de daha fazla üstelemeden askılıktaki ceketimi aldım ve ayakkabılarımı giymeye başladım. Üzerimdeki pembe şirineli pijamam umrumda bile değildi.
Markete vardığımda sertçe kapıyı açtım ve içeriye girdim. Bedenim son günlerde fazla güçsüzdü. Varlığını bile unuttuğum yaralı kolum sızlamaya başlayınca gereğinden fazla güç kullanarak açtığım kapıya sövmeye başlamıştım. Sanırım bakımın zamanı geldi diye düşünerek süt reyonunun önüne geldim ve elime birkaç tane muzlu süt alıp başka yerlere bakınmaya başladım. Market büyük olduğu için istediğim gibi tavaf edebilirdim sanırım.
Çünkü mazoşistim ben.
Hasta bedenime acı çektirmeyi severim.
"Rose?"
Kafamı bakındığım cips reyonundan kaldırdım ve önümdeki bedene diktim. Siyah eteği ve içine giydiği opak çorapları ile ince bacaklarını sergilemişti. Üzerine geçirdiği kahverengi boğazlı kazağını eteğinin içine vermiş, kazağı ile aynı renkteki ressam beresi ile evrendeki en güzel kızlardan olduğunu kanıtlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Magic||Rosemin
Fiksi Penggemar🥀Ben yine de ısrarla senin bahçende büyümek isteyen bir papatya olacağım.. Pjm|Pch