|3.5|

790 75 141
                                    

***

Hıçkırıklarla karışan ağlamalarım son bulduğunda elime aldığım telefondan ismini uzun süredir görmediğim kişiyi tuşlamıştım.

Askılıktan aldığım ceketi üzerime geçirirken bir yandan da anahtarı arıyordum. Anahtarı bulmamla beraber kapıyı kapatım kendimi dışarıya attım.

Çalan telefon uzunca bir süre sonra açılınca karşıdan gelen gürültü yüzünden konuşanın sesini zar zor seçiyordum.

"Jimin, neredesin?"
Gürültü yüzünden bağırarak konuşunca telefonu kulağımdan uzaklaştırmış ve yüzümü buruşturmuştum.

"Chaeyoung, sen misin?"
Ağzını yaya yaya konuşmasından anladığım üzere kör kütük sarhoştu.

"Nerdesin sen?"
Karşı taraftan kahkaha kopunca yine yüzümü buruşturup telefonu kulağımdan olabildiğince uzak tutmaya çalışmıştım.

"Bana inanmaya mı karar verdin?"
Sarhoş olmasına rağmen sesindeki hüznü çok net duyabiliyordum.  

"Sana inanıyorum salak. Nerdesin sen hemen konum at. Hangi bar orası?"
Telefon bir süre sessizliğe gömülünce neler olduğunu anlamak için kaşlarımı çatarak telefonu iyice kulağıma dayadım.

Gürültü gitmişti ve sadece araba kornalarının sesi yankılanıyordu.

"Jimin, orada mısın?"
Sesi ciddiyete bürünmüş bir şekilde cevap verdi.

"Bekle beni, geliyorum."
Anında gözlerim açılmıştı. Sarhoş bir şekilde araba kullanamazdı.

"Gelme Jimin. Bana konum at ben geleceğim."

Arabanın motor sesi duyulduğunda arabayı çalıştırdığını anlamış ve bağırarak konuşmuştum.

"Gelme diyorum sana. Konum at hemen, şimdi!"

Telefonun öbür ucundaki kişinin sesinin titremesine anlam verememiştim.

"Benden yine kaçarsın. Ben gelmezsem sen gelirsin, kızarsın hatta döversin. Bunlar önemli değil. Bana inanmazsın Chae. Bekle geliyorum."

Anında itiraz etmeye başlamıştım.

"Sana inanıyorum diyorum. Arabayı durdur ve bana konum at. Lütfen."

Suratıma kapanan telefona uzunca bakmış ve önümdeki taşlara tekmemi savurmuştum.
"Kafanı koparacağım senin. Arsız."

Ayaklarım arka bahçeye yönelince koşarak garaja girmiş ve motoru çıkarmıştım. Ne olacağı umrumda bile değildi. Kaybedecek bir saniyem yokken başıma ne geleceği zerre umrumda değildi.

Kaskımı kafama takarken telefonu açmış ve uygulamaya girmiştim. Onu kolaylıkla takip edebildiğim uygulamaya.

Gözlerim kocaman açılınca gerçekliğini test etmek amacı ile birkaç kez kırpıştırmıştım. Gözlerimin dolduğunu hissedebiliyordum.
Lütfen şaka olsun, Tanrım.

Bu ormanı biliyordum. Gerizekalı, nerede olduğumu bile bilmiyordu.

Motora atlamış ve olabildiğince hızlı hareket ederek bulunduğun sokağı geçmiştim. Motorun ivmesinin sonu gösterebileceği kadar hızlı giderken anayola geldiğimi farketmiştim.

Magic||RoseminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin