|3.9|

759 63 21
                                    



***

Taehyung-

"Lanet olsun. Lanet olsun. Lanet olsun, Chae. Kendine gel. Aptal kız. Aptal Chae. Uyan. Hemen!"

Yüzüne attığım tokatlar ile yüzünü buruşturduğunda derin bir 'oh' çektim. Bilinci hala açıktı. İçtiği haplara bakılırsa on dakika daha açık kalabilirdi. Eğer ambulans on dakika içerisinde buraya ulaşamazsa sonumuzun ne olacağı hakkında hiçbir fikrim yoktu.
"L-lütfen."
Gözlerimi kekeleyerek konuşan kıza çevirdim ve ne dediğini sorguladım. Gözleri kapalıydı ama hâla dayanabiliyordu.
"Ne?"

İç çekti zorlukla
"Bırak gideyim. Lütfen..."
Gözlerini kapayacak gibi olduğunda bir kez daha tokat yemişti. Attığım tokatlar yüzünden bile bayılabilirdi.
"Gitmek yok. Ben yanında olacağım. Atlatacağız. Gitmek yok tamam mı? Kendine gel Chae!"

Gözlerinden dökülen damla yanaklarından bir yol çizip boynuna geldiğinde çizdiği yolda diğerleri de ilerledi. Ellerim ile sildim ve kucağıma aldım küçük bedenini. Hızla merdivenlerden inerken dışarıdan gelen siren sesleri ile kapıya koşmuş ve çıkardıkları sedyeye bırakmıştım. Acele ile ambulansa alınıp ön koltuğa oturup hastaneye varmamız sadece üç dakikamızı almıştı.

Ameliyat odasına alındığında artık ezberlediğim koridorları bir kez daha geçmiş ve bordo sandalyelere oturmuştum. Buraya kaçıncı gelişimdi?

Jennie, Mina, Jimin, Rose...

Dördüncüye her ne kadar rose'yi katmak istemesemde gerçek buydu. Gittiğim üç kişi de bu koridorda ölmüştü. Bu koridorda bırakmışlardı beni, bizi. Ama o bırakmazdı değil mi? O güçlüydü. Dayanabilirdi. En azından benim için dayanmalıydı. Dayanmak zorundaydı.

***

İçtiğim üçüncü filtre kahve. Üç saatte içtiğim üçüncü filtre kahve. Üç saatte odadan çıkan üçüncü hemşire. Sorduğum milyonlarca soru. Aklımda dolanan milyarlarca içi boş soru balonu. Yanımdaki Jungkook ve içerideki Rose. Bunların hiçbirisinde bir değişim yoktu şu ana kadar. Jungkook bileğimi sıkarken, gözyaşlarım ayakkabıma damlarken, ne kadar günah işlediysem boşverip belki kabul olur diye dua ederken, olayın sadece midesinin yıkanmasından ibaret olduğunu umuyordum.

Neden onu yalnız bıraktım? Psikolojisinin bok gibi olduğunu bilmeme rağmen neden onu bir başına bıraktım? Belliydi bana ihtiyacı olduğu. O beni bir saniye yanından ayırmamışken neden onu kendi karanlığıyla baş başa bıraktım? İsteyebilir miydim şimdi en iyisini? Her şey iyi olsun diye dua edebilir miydim? Bir hap yutar gibi dua edip her şeyi unutmak ister miydim? Şu kapıdan çıkan insanlar gibi mutlu ve özgüvenli olabilir miydim?

Çok saçma değil mi? Çok kısa bir sürede üç ölüm... Hayranlıkla seyrine daldığım her okyanus kuruyup gidiyor,Beni o limanda boş teknemle bir başıma bırakıyordu.

Gözlerim Jungkook'un elinden karşıdaki doktoru bulunca hızla ayağı kalktım. Yanına nasıl vardığımı hatırlamıyorum bile. Ne oldu dememe kalmadan kadın çok içten bir şekilde gülümseyince yanımdaki Kook'a sarılmıştım hızla. Yaşıyordu. 𝙊 yaşıyordu...

Kadın bize odanın yerini gösterince verdiği şeyleri giymiş ve odaya girmiştim. Uyanık bir şekilde karşıdaki tavanla bakışıyordu. Belki de ağlamamaya çalışıyordu. Hani genelde kızlar ağlamamak için yukarı bakarlar ya...

Yanına oturduğumda gözlerini tavandan ayırmamıştı. Ellerini tuttum ve titrek sesimle konuştum.
"İyi misin?"

Cevap vermedi.

"Neden Chaeyoung? Neden ölmek istedin? Kurtulabileceğini mi zannettin cidden? Beraber  sırtlanamaz mıydık bu olanları? Sana yardım ederdim destek oldurdum senin bana olduğun gibi. Neden bütün güzel anıları koparıp atmak istedin? Kötü olan şeyleri atarken bizi de attığının farkında değil misin? Anlayamıyorum seni. Herkes zor zamanlar geçiriyor. Sen daha da zor zamanlar geçiriyordun ama bu sonsuza kadar sürmez. Hayat piyano gibidir Chae. Beyaz tuşlar sevinci, siyah tuşlar kederi temsil eder. Ama unutma ki siyah tuşlar da müzik yapar. Bizim siyah tuşlarımız her ne kadar daha kalın bir notada çalsa da, geçecekti. Neden yaptın bunu?"

Seslice nefes verdi gözlerini gözlerimle buluştururken.

"Gidelim."
Tek bir kelime. Ama içinde bir çok anlam içeren bir kelime. Gitmek, bildiğimiz gitmek değildi. Şehirden de insanlardan da dertlerden de bazen yaşamanın verdiği zorluklardan da kaçıp gitmekti. Biliyorum.

"Ne?"

"Gidelim Taehyung. Bu şehirden gidelim. Nefes alamıyorum."

Sıkıca ellerini tuttum.
"Gidelim Chae, bu şehirden defolup gidelim. Sana nefes olacağım.

***

Magic||RoseminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin