***Korkuluk demirlerinden tutunarak adımlarımı daha da hızlandırdım. Aklım hala ücretli öğretmen olarak okulumuza gelen Namjoon öğretmendeydi.
Bir süre, hatta uzun bir süre boyunca onu görmememin verdiği tuhaf hisle zor da olsa gidip teşekkür etmiştim. Namjoon öğretmen ise kafasını anlayışla sallamış ve Jin öğretmenin yanına gitmişti.
Yalnız kalmayacak olması beni neşelendirse de pek uzun sürmemişti. Bu yüzden belki bir nebze daha neşelenebilirim diye kışın soğuğunda olimpik yüzme havuzunda ayaklarımı sallıyordum.
Okulumuz büyük başarılara imza atan bir okuldu ki bunun içinde elbetteki yüzme de vardı.
Boş olan havuz beni neşelendirmeye yetmişti. Üzerimdeki bornozu mermere gelişigüzel bırakmış ve kendimi suyla bütünleştirmiştim.
Bir kulaç iki kulaç derken iyice suya alıştığımın farkına varmıştım fakat su her zamankinden bi hayli soğuktu. Zaten kış vakti havuza girmem de ayrı bir ironiydi.
Karşı demirlere gidip takla atarak geri döndüm ve bunu birkaç kez daha tekrarladım. Stres atmaya birebir.
Yüzme işine birkaç dakikalığına mola vermiş ve demirlere yaslanmıştım. Kapının açılma sesi ile gizlice gelene bakmış, sonra şaşkınlıkla karşımdaki bornozu elime alarak havuzun dibini boylamıştım.
Bu aptalın burada ne işi vardı?
Bornozu yanıma aldığım için kendimi kutlamış ardından hemen sövmüştüm. Bornozu görseydi birisinin burada olduğunu anlar ve yapacağı işi yapmazdı.
Peki ben üzerime ne giyeceğim?
Nefesimi tutmakta zorlanmaya başladığımda içeriye giren beden de tekrar dışarıya çıkmıştı. Hızlıca yüzeye çıkmış ve derin derin nefesler almıştım. Kendime gelmem yaklaşık bir dakikamı alsa da beklemeden merdivenlerden çıkmış ve soyunma odasına koşmuştum.
Üzerime eşofman takımımı giyince saçlarımı kurutmaya gerek duymadan buraya gelen kişinin birkaç dakikalığına girdiği kapıya doğru koşmuştum.
Kapı demek için bin şahit isterdi. Yerdeki mermerlere kamufle olan kapıyı bulmam cidden bir mucize olmalıydı. Küçük demir kapıyı zorlamış fakat bütün zorlamalarıma rağmen açamamıştım. Ben açamadıysam onun açması imkansız.
Burada bir yerlerde anahtar olmalıydı. Gözlerimi kapının kenarındaki boşlukta gezdirdiğimde zaferle gülümsemiştim.
Gerizekalı. Buraya anahtar mı koyulur?
Elime aldığım küçük anahtarı görünmez kapının deliğine soktuğumda sessiz olmaya özen göstererek çevirmiştim. Kapıyı kaldırmaya çalıştığımda etrafı kolaçan etmiştim. Kimsenin olmadığına kanaat getirdiğimde havaya doğru açık kapıdan kendimi siyah boşluğa atmıştım.
Ayağımı bastığım yerin merdiven olmasına dua ederken kapıyı kapatmıştım. Merdivenleri göremediğimden olsa gerek inmek için uğraşmamış ve yüksekliğini bilmediğim yerden kendimi aşağıya atmıştım.
Popomun üzerine oturduğumda sessizce inlemiştim. Hemen ayağı kalkmış ve üstümü silkelemiş ardından cebimdeki telefonu çıkarmıştım. Feneri açıp etrafa baktığımda buranın filmlerdeki korku sahnelerinin geçtiği yerlerden biri olduğunu düşünmüştüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Magic||Rosemin
Fanfiction🥀Ben yine de ısrarla senin bahçende büyümek isteyen bir papatya olacağım.. Pjm|Pch