Merhaba,bugün tam 950 kişi olduk!
Bu kitaba başlarken okunacağını asla düşünmemiştim.
Yazmaya başladığım ilk zamanlarda 100 okunma olacağına bile inanmıyorken şimdi 950 kişi olmak beni çok mutlu etti.
Sizden ricam bu bölümde satır aralarına eleştirilerinizi veyahut neyi nasıl yapmam gerektiğini yazmanız.
Sizin yardımlarınızla daha da büyük bir aile olacağız!
Beğendiğiniz paragraflara '❄️' emojisini bırakırsanız sevinirim..Sevgiyle kalın...☁️
---
Zorunluluk..
Çoğu zaman inanmak istemediğimiz veya yapmak istemediğimiz şeyler için baskı altına gireriz.
Bizi baskı altına sokan ya bizler oluruz, ya da bize asla yapmayacağımız şeyleri dayatan insanlar olur.
Ben de tam şu an bu baskı altındayım ve beni bu baskı altına alan beni kaçıran insandan başkası değildi.
Ne için mi baskı altındaydım?
Halamın annemin ölümünde parmağı olması asla düşünmeyeceğim bir şeyken şimdi düşünmek zorunda kaldığım için baskı altındaydım.
Evet, halamı hiç sevmezdim.
Keza o da bi'z'i hiç sevmezdi.
Ama böyle bir şey yapacağı o günden önce asla aklıma gelmezdi.
Şimdi ise bunu düşünmeden duramıyordum ve aklımı kaçırmak üzereydim.
Çalan kapıyla gözlerimi televizyondan alıp usulca kapıya yönlendirdim.
Karşımda televizyon açıktı fakat aklım televizyondan çok başka yerlerdeydi.
Mızmız bir şekilde ayaklandım ve kapıya ilerledim.
Kimin geldiği çok umrumda değildi ama uğraşmak istemeyeceğim biri olabilir diye kapının merceğinden kimin geldiğine baktım.
Arkın gelmişti.
Yine ve yine..
O fotoğrafı gördükten sonra Arkın'dan beni eve bırakmasını istemiştim ve eve geldikten sonra telefonu kapatıp hemen uyumuştum.
O günün ardından 2 gün geçmesine rağmen Arkın'ın aramalarını ve mesajlarını cevapsız bırakmıştım.
Çünkü hazır yengem ve dayım evde yokken kendimi düşüncelerle boğmak istemiştim.
Israrla çalan kapıyı bıkkınca açtım ve Arkın'ı beklemeden salona doğru yürüdüm.
Arkamdan seslendiğini duyuyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SINAV
General Fiction'Bütün yaşamım yalandan ibaretti. Bu zamana kadar doğru bildiğim her şey yalandı. Yıllarca kandırılmış, her şeyim elimden alınmıştı. Ama unuttukları bir şey vardı. Oyun iki kişiyle oynanırdı ve artık benim sıram gelmişti.' 'İntikam öyle yakıyor ki i...