Bölüm 7: "Pamuk şeker."

58.3K 3.1K 448
                                    

Medya: znwhmdnsmdhsmdjwjdksnsj

***

"Yok, Hediye. Evlenmez bu. Kaç defa denedik. Sürekli itiraz ediyor. Mızmızlanıyor." Annemin sözlerini duyunca kaşlarımı çattım.

Halamla oturmuş, dedikodumu yapıyordu resmen. Birlikte bir şeyler düşünüp beni evlendirme çabasına girmişlerdi.

Benim kararım belliydi. Sevdiğim bir adam vardı. Eğer o nasibim olursa evlenecektim. Olmazsa da... evlenmemek için direnecektim.

"Ben onu yola getiririm. Evlenecek eninde sonunda. Sana bir tane mühendis buldum diyorum. Durumları çok iyi. Sena'nın fotoğrafını da gösterdim. Çocuk beğenmiş Sena'yı." Bir anda bütün öfkemi damarlarımın içinde gezen kanda hissettim. Daha fazla dayanamadım ve salona girdim.

"Sen ne hakla benim fotoğrafımı başkasına gösteriyorsun, hala?!" İkisi de şaşkın bir şekilde bana baktıktan sonra annem kaşlarını çattı.

"Ne bu haller? Son günlerde iyice tuhaflaştın. Kendine gel artık. Görüş halanın bulduğu biriyle."

"Hayır, anne!" diye bağırdım. "İstemiyorum kelimesinin neyini anlamıyorsun sen?!" Sonra halama döndüm.

"Yaşından başından utan! Ne derdin var senin benimle?! Ne istiyorsunuz benden?! Evlenmemem niye bu kadar dert oldu size?!" Halam da kaşlarını çatmıştı.

"Babanla konuşmam yeterli. Bunun farkında mısın? Senin tek hareketini söylersem, düşünmeden verir seni birine." Şaşkınlıkla gözlerim büyüdü.

"Ne diyorsun hala sen? Ne yaptım da bu kadar düşman gibisiniz bana?" Burun kıvırdı.

"Ne düşmanı? Sen kendin öyle zannediyorsun."

"Yapma, hala," dedim alayla. "Sizin gibi fesat olsam, dedikodu yapsam, milletin huzurunu kaçırsam, eminim beni de çok seversiniz."

"Terbiyesizlik yapma, Sena!" diye bağırdı annem. "O görücü gelecek. Ve sen de evleneceksin." Gözlerim yanmaya başladı.

"Evlenmeyeceğim!"

"Babanla konuşacağım ve seni anında verecek. Başka yolu yok," dedi halam. O kadar iğrenç biriydi ki. Kendi kızı her gün biriyle sürterken laf söz olmuyordu ama benim evlenmemem sorundu herkes için.

"Sen," dedim gözlerim dolarken. "İğrenç bir kadınsın. Senin kızın her gün başka bir erkekle. Onun pisliğinin üstünü kapatamazsın. Eşek değilim ben, ne mal olduğunuzu biliyorum."

"Haddini bil!" diye bağırıp bana elini kaldıracakken bileğinden tuttum.

"Sen haddini bil, hala. Yemin ederim," dedim öfkeyle. "Yemin ederim. Yediğiniz bütün haltları herkese anlatırım. Düş yakamdan artık." Elini sertçe bıraktığımda tehditkâr bir sesle konuştu ve işaret parmağını bana doğru salladı.

"Babanla bugün konuşacağım." Başımı iki yana salladım ve kapıya doğru yürüdüm. Ayakkabılarımı giyerken annemin sesini duydum.

"Nereye, Sena?!" Umursamadan kapıyı çektim ve merdivenlerden inmeye başladım. Göz yaşlarımı tutamıyordum artık. İnerken birine çarptığımda başımı kaldırdım.

Ömer.

Şaşkınlıkla bana baktı ve sonra kaşlarını çattı.

"Hatay kızı? Ne oldu sana?" Hıçkırıp cevap vermedim ve hızla yanından geçtim. Bodrum kata inip yere çöktüm. Karanlık bodrumda ağlamaya devam ettim. Ağlamak biraz iyi gelecekti. Her zaman iyi geliyordu.

Daha sonra bir ses duydum. Betonun hışırtılı sesi. Adım seslerini algıladığımda başımı kaldırmadım.

Biliyordum.

Doktordu gelen.

Nefesini dışarı verdiğini duydum ve daha sonra yanıma oturduğunu anladım. Konuşmuyordu. Gerçi konuşmaması iyiydi. Sadece biraz kafamı dinlemek istiyordum.

Kolumdan dürtülünce başımı kaldıracak gibi oldum ama vazgeçtim. Konuşmak istemiyordum.

"Hatay kızı?" Sesini duyunca ağlama isteğim artmıştı. Belki ona sarılırsam iyi gelirdi.

"Bak artık bana." İsyankâr sesini duyduğumda istemsizce başımı kaldırdım ve gözüme çarpan ilk şey elindeki mavi pamuk şeker oldu. Gözlerine baktığımda gülümsedi ve pamuk şekeri bana uzattı.

"Mavi rengine bayılıyorsun ve pamuk şekere de." Sözlerinin ardından biraz çekinmiş olacak ki, ensesini kaşıdı. Yirmi dokuz yaşındaki bir adama göre, şu an fazla çocuksuydu. İç çektikten sonra sözlerine devam etti.

"Yeğenim ağladığında ona pamuk şeker alıyorum. Mutlu oluyor. Belki sen de mutlu olursun diye düşündüm."

DOKTOR ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin