DOKTOR ✔

Bölüm 21: "Cahillikle savaşmak."

"Ya inanmıyorum! Bu gelinlik çok güzel." Sinem'in neşeli sesine güldüm. Sonra gözlerini kısıp yine bana baktı.

"Resmen benden önce evleniyorsun. Sözde ben senden önce nişanlandım." Kıkırdadım.

"Ben hızlıyım. Hem... Ayşegül nerde?"

"İşi varmış. Sonra yine buluşuruz dedi bir yerde." Başımı salladım.

"Ömer nasıl?" diye sorduğunda sırıttım istemsizce.

"İyi işte. Düğünü bekliyor o da." Sinem pis pis güldü.

"Düğünü mü? Düğün gecesini mi?" Ofladım.

"Çok gıcıksın, Sinem."

"Biliyorum," dedi sırıtarak. "Ama," deyip iç çekti. "Senin adına çok sevindim. Hep mutlu ol, kardeşim." Gülümsedim.

"Sen de öyle." Nefesimi dışarı verdim. "Şu merkezdeki düğün salonunu düşündük. Ömer orayla konuştu. Orası daha iyi." Düşünüyormuş gibi yaptı.

"Olabilir," dedi mırıldanarak. "Peki ya davetiye? Davetiyeni seçtin mi?" Başımı salladım gülümseyerek.

"Evet. Ömer gelince bastıracağız."

"Ay şaka gibi! Bir ay sonra evleniyorsun. Zaman öyle hızlı ki, bir şey anlamadım ben." Sinem'in sözlerine başımı salladım.

"Evet, öyle."

"Evdekilerle durum nasıl? Bir sorun var mı?" Omuz silktim.

"Umursamıyorum artık. Olsa da olmasa da pek takmıyorum onları." Tebessüm edip omzumu sıktı dostça.

"Düğününe odaklan. Her şeyin tamam nerdeyse. Bir tek eviniz kaldı. Evi ve eşyaları da seçtiniz mi, geriye bir tek o güzel düğün kalıyor." Sözleri beni gülümsetti.

"Biliyorum," diye fısıldadım. "Artık kendi yuvamı kuracağım ve... mutlu olacağım. Allah'ın izniyle."

***

"Sus artık, Pakize. Evleniyor işte." Duyduğum seslerle annem ve babamın odasına yaklaştım. Kapı aralıktı ama daha fazla yaklaşmadım. Beni fark etmelerini istemiyordum.

"Sevseydin kızını. Sen de istemedin onu." Babamın sözleriyle kaşlarım çatıldı.

"Asıl sen istemedin, Erdal. İki erkek çocuktan sonra bir erkek çocuğu daha istedin. Sena'nın cinsiyeti daha belli değilken bile erkek diye kendi kafanda kesinleştirmiştin." Annemin sözleri zehir gibiydi. Gerisini duymak istemiyordum aslında. Ama öğrenmek de istiyordum.

"Kız çocuklarından nefret ediyordum," dedi babam. "Hâlâ da ediyorum." Titreyen dudaklarımı birbirine bastırdım. Gözlerim yanınca alt dudağımı ısırdım.