Bölüm 25: "Melek gibi."

54.1K 2.7K 699
                                    

"Ya Sinem! Yapma, ağlatma beni yine." Burnunu çekip huysuz bir şekilde söylendi.

"Çok güzelsin." Gülümsedim gözlerim dolarken.

"Teşekkür ederim." Ayşegül'e döndüğümde kızarmış olan gözlerini kaçırdı.

"Kızlar yapmayın," dedim üzüntüyle.

"Gideceksin, Sena." Sinem'in sözlerine içim burkuldu.

"Gideceğim ama sizi hep ziyarete geleceğim. Söz veriyorum. Hem... Bünyamin'in de işi İstanbul'da olabilir demiştin. Belki komşu oluruz. Ayşegül de gelir." Gözlerini sildi.

"O zaman olur," dedi gülerek. Ben de güldüm hafifçe.

"Ömer'e gıcığım," dedi Ayşegül. "Seni götürüyor," diye devam edip iyice somurttu. İç çektim.

"Burdan eninde sonunda gidecektim ve buna da ihtiyacım vardı. Biliyorsunuz." İkisi de başını salladı.

"Ve biz bu yüzden aslında çok mutluyuz. İstanbul'da daha mutlu olacaksın. İnan bana." Sinem'in sözlerine karşılık olarak dudaklarım kıvrıldı.

"Kızlar! Yeter yav! Açın şu kapıyı!" Ömer'in sesini duyunca güldüm.

"Patlama be! Kardeşimizi götürüyorsun sen! Bırak da zaman geçirelim."

"Lan düğün başlayacak! Verin lan karımı bana!" Kıkırdadım.

"Delirttiniz adamı." Ayşegül de güldü.

"Bize ne. Delirsin."

"Tamam tamam. Açıyorum. Hazır mısın enişte?" dedi Sinem.

"Allah razı olsun," dedi Ömer kapının ardından. "Hatay kızını görmek istiyorum artık." Gülümsedim.

"Tamam. Açıyorum," deyip kapıya yaklaştı Sinem. Sırıtarak kapı koluna elini götürdü. Heyecanla nefesimi dışarı verdim. Ömer'in ne tepki vereceğini merak ediyordum.

Sinem kapı kilidini açtıktan sonra kapıyı da açtı ve o an gözlerim Ömer ile kesişti. Yutkundu önce. Beni baştan aşağıya süzüp bir daha gözlerime baktı.

Sanki üstümdeki gelinliği algılayamıyormuş gibi tekrar ve tekrar gelinliğe bakıyordu. Ayşegül'ü fark ettim. Her anını kameraya çekiyordu. Ama Ömer kameranın farkında bile değildi.

Bana doğru yaklaştığında elim ayağım  titredi. Sevdiğim adamla evleniyordum ve bunun tarifi imkansızdı.

DOKTOR ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin