"Anlatsana artık! Ne oldu?" Sinem'in sesiyle gözlerimi devirdim.
"Sinem sus artık. Duyacak annem." Ofladı.
"Tamam. Bekliyorum."
"Bir şey olmadı ama bir yandan çok şey oldu gibi, Sinem. Yani... benim ona baktığım göz ile onun bana baktığı göz çok farklı. O beni çocukluk arkadaşı olarak görürken, ben onu çocukluk aşkım olarak görüyorum. İmkansız gibi. Üstelik annesi de evlenmesini istiyormuş." Sözlerimin ardından iç çektim ve tekrar konuştum.
"Düşünsene, Sinem. Kısa zaman içinde gözlerimin önünde evlenebilir. Sevdiğim adamın düğününe çağırırlar belki. Acıdan ölmezsem giderim." Sinem üzgün bir şekilde bana baktı.
En iyi arkadaşımdı. Tek arkadaşımdı. Nişanlıydı ve kısa zaman içinde sevdiği adamla evlenecekti. Onun için seviniyordum. Ama sonra kendimi hatırlayınca sevincim kursağımda kalıyordu.
"Belki konuşursan-"
"Konuşmaya cesaretim yok, Sinem," dedim sözünü keserek. "Kalbimin biraz daha kırılmasından korkuyorum."
"Saçmalama, Sena." Sinirle söylenmesini umursamadım. Ellerimi tuttu.
"Ben her zaman yanındayım. Senin en iyi ve tek arkadaşın değil miydim ben? Neden bir kez olsun benim tavsiyeme kulak asmıyorsun? Deneyebilirsin." Sıkıntıyla nefesimi dışarı verdim.
"Ya sevdiği varsa? Talip yok diyor ama, ya gönlü birindeyse ve saklıyorsa?" Sinem dudağını büktü.
"Bilmiyorum, Sena. Ama ne olursa olsun, bu aşk senin içinde büyümekten ve seni yakmaktan başka bir şeye yaramıyor. Hep böyle mi olmak istiyorsun? O iki şerefsiz abinin ve babanın sana olan tavırlarından bıkmadın mı?" Gözlerim doldu hemen.
"Bıktım," dedim titrek bir sesle. "Ama ne yapabilirim ki? Evlenmek çözüm değil. Hem de yabancı bir adamla, hiç çözüm değil."
"Yabancı bir adamla evlenmek zorunda değilsin. Ömer'e açılırsan belki de senin kısmetin olacak o. Yeni bir hayata başlamış olursun." Başımı iki yana salladım.
"Bilemiyorum, Sinem. Sırf ailemin yaptıkları yüzünden Hatay'dan gitmek istemiyorum. Ha eğer evlenip giderse o başka. Ama ben sırf ailem yüzünden hemen harekete geçip bir şey yaparak gitmek istemiyorum memleketimden." Sinem iç çekti.
"Ne olacak peki bunun sonu? Böyle devam etmeye gücün var mı?" Sorusuyla bütün bedenim sızladı sanki.
"Hayır," diye mırıldandım. "Bir gün pes edeceğimi çok iyi biliyorum." Sinem ellerimi tuttu ve dostça sıktı.
"Kararın ne olursa olsun, arkadaşım. Hep yanındayım." Gülümsedim.
"Biliyorum." O da gülümsedi.
Kararım ne olacaktı, hiç bilmiyordum. Ama korktuğum bir şey vardı. Doktora olan aşkımın bir kalp yarası olmasından korkuyordum.
Ömer Doktor herkesi iyileştirirken, beni yaralayadabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOKTOR ✔
Teen FictionHatay kızı ve doktorun hikâyesi. Kısa hikâye tarzındadır. *** Başlangıç tarihi: 16.08.2019 Rastgele #1 = 19.04.2020 Kısahikaye #1 = 14.09.2020 Romantizm #1 = 20.01.2021 Dram #1 = 16.09.2022