Bölüm 15: "Çok aşığım, Hatay kızı."

64.6K 3.3K 1.6K
                                    

"Ömer?" dedim şaşkınlıkla ve ona baktım. Biraz sakinleşmeye çalışıp nefesimi düzene koymaya çalıştım. Fazlasıyla korkmuştum.

Bulunduğumuz yerde etrafa göze gezdirmeyi bıraktım ve kaşlarımı çatıp tekrar Ömer'e baktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bulunduğumuz yerde etrafa göze gezdirmeyi bıraktım ve kaşlarımı çatıp tekrar Ömer'e baktım.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen?" Bir şey demedi ve elimden tuttu. Beni kendisiyle birlikte sürüklemeye başladığında sinirle söylendim.

"Ömer? Ne işin senin burda? Ne yapmaya çalışıyorsun?" Yine cevap vermemişti. Sakin bir sokağa geldiğimizde bir binanın yanındaki boş arsada durduk. Kimse yoktu.

"Ömer amacın ne senin? Resmen beni zorla buraya getirdin!"

"Hah!" dedi alayla. "Bence halinden hiç de şikayetçi değilsin." Şaşkınlıkla gözlerimi büyüttüm.

"Ne?" Bir şey demediği için sinirlendim. "Ne istiyorsun, Ömer? Garipsin." Güldü sadece.

"Ömer-"

"Beni sevdiğini ne zaman söyleyecektin bana?" Sorduğu sorunun ağırlığı altında ezildim sanki. Zar zor idrak ettiğimde yutkunup başımı yere eğdim. Nerden öğrenmişti?

"Ben..." diye mırıldandım. Ama devamını getiremedim. Yanıma yaklaştığını hissettiğimde elim ayağım titredi.

Sahi? Nasıl bir açıklama yapacaktım ki? Ne diyecektim? Ya da onu sevmem hoşuna gitmemiş miydi?

"Konuşmayacak mısın?" diye sordu. Tek yaptığım şey, dudağımı kemirmekti. Bedenim buz gibiydi.

Bir süre öylece bekledim ve konuşamayınca gitmeye yeltendim. Ömer tek hamlede beni yakaladı ve kendine çekti. Yüzüne bakamadığım için başımı yana çevirdim.

"Hatay kızı?" Söylediği şeye yutkundum. Gözlerim yanmaya başladı. Neydi bu? Utanıyor muydum?

"Sena'm." Gözlerim hızla gözlerini buldu. Adımı telaffuz etmişti. Ne demişti? Sena'm mı? Dudaklarının kıvrıldığını görünce gözlerim dudaklarına kaydı ve sonra gözlerine baktım tekrar.

"Konuşsana artık," dedi isyan edercesine.

"Ömer," dedim titreyen sesimle. Cevap vermedi.

Sadece... sıkıca sarıldı.

"Sen..." dedikten sonra saçlarımı kokladı. "Sen nasıl bir şeysin?" Göz yaşlarımı tutamadım.

"Ömer... Ben... ben özür dilerim. Sana söyleyemedim. Ama-"

"Şşş. Konuşacağız bunları. Konuşacağız, canımın içi. Ama önce bırak, hasretimi gidereyim." Kollarımı boynuna doladım. Konusunu içime çekince bacaklarım beni daha fazla taşıyamadı. Kendimi serbest bıraktığımda düşmedim. Ömer sıkıca tutuyordu beni.

DOKTOR ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin