NOT

158 12 2
                                    

Koca çukur ve içinde Eylülgil. Gözyaşlarımı tutamadım. Hemen aşağıya indim. Hâlâ yaşıyorlardı ama durumları çok ağırdı.

- Eceeee. Ambulans nerede kaldı.

- Ne oldu.

Ece de çukurun başına gelince donakaldı. Saatimi kendime yaklaştırdım.

- Lucy, ambulans nerede kaldı.

+ Trafiğe sıkışmış.

- Arabayı buraya getir. Artemis ve Keyti'ye de söyle. Eylül ve Ece'nin arabalarıda bize lazım.

+ Çok trafik var. Hastaneye yetişmemiz 1 saat alır. Durumlarına bakılırsa yaşayamazlar.

- Lucy ne dediysem onu yap. Ben onları yaşatırım.

Arabalar 2 dakika sonra geldi

- İlk yardım seti hazır mı?

- Sahibim nasıl.

- Üzgünüm Artemis ama durumu kötü.

+ Ama onun yaşaması için elinden geleni yapacaksın.

- Tabii ki de

Çukurdakilerin bir çoğunu kendi arabalarımıza aldık. Diğerlerinde iş araçlarına bindirdik. Yine yoldaydık. Ama maalesef görevimizi tamamlamadan ve büssürü yaralımız olarak yoldaydık.

- Lucy en yakın hastane nerede.

+ İleride bir kermes var belki onlar yardım eder. Yoksa yetişemeyiz.

  Eylül ve diğerlerine ilk yardım yaptık ama nabızları hâlâ çok düşüktü.

- Tamam, kermese gidelim.

  Telefondan annemi aradım belki oda kermese gitmiştir.

- Rana. İyi misin kızım.

- Anne şuan neredesin?

- Kermesteyim. Sesin kötü geliyor ne oldu.

  İşte bu. Allah'tan umut kesilmez.

- Anne oraya geliyorum. Büssürü yaralımız var.

- Ne.

- Anna yardım edebilir misin?

- Elimizden geleni yaparız.

Telefonu kapattım. Eylül'e döndüm. Gözlerine hafifçe açmıştı.

- İyi misin?

- Neredeyim ben?

- Merak etme. Sadece yaralandın. Ama merak etme. Seni ve diğerlerini kurtaracağız.

- Diğerlerinin durumu nasıl?

- Onlarda yaralı. Ama...

- Ama ne?

- Ama bir şehidimiz var.

- Kahretsin. Hepsi benim yüzümden oldu. O kapıyı açmaya çalışmasaydım hiç birir olmayacaktı.

- Hayır senin suçun değil.

  Berkaygilin bize bunu yapacakları aklımın ucundan geçmezdi. Büyük ihtimallede Eylül'ü ve diğerlerini çukura o attı. Seni elime bir geçireyim. O zaman kimse beni durduramaz. Kermese vardık. Annem ve diğer doktorlar bizi bekliyordu. Yaralıları aşağıya indirdik. İçeri aldılar. Bazı kişilerin durumları kötü olduğundan hastaneye götürmek için bakımlarını yaptılar. Bu onları birazcık daha hayatta tutacaktı sanırım. Bu sahneye daha fazla dayanamadım ve dışarı çıktım. Rüzgar bütün şiddetiyle esiyordu. O da benim gibi çok sinirliydi. Birazcık ilerledikten sonra önüme bir kutu çıktı. Elime aldım. Simsiyahtı. İçini açtım. Küçük bir kağıt vardı. Kağıdı açtım. Sanırım bi bir not. İçinde şu yazıyordu;

  İkimizin istediği şey aynı. İNTİKAM. Peki benimle iş birliği yapmaya hazır mısın?

 

Tuhaf BelaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin