Mavi Sakal Ve Yedi Karısı

662 37 3
                                    

Adamın dedikleri aklımda yankılanıyordu. Bu da ne demek oluyor. Kafam çok karışmıştı. Etraf çok karanlıktı. Ama bir müddet sonra alışmıştım karanlığa. Kapı gıcırdama sesi geldi. O adamdı. Yüzünde korkunç ve komik bir gülümseme vardı. Kendimi tutamadım ve hafifçe gülümsedim.
- Gülümsemem sanırım sanırım seni etkiledi, dedi.

- Çok komiksin, güldürme beni. Kim olsa sanırım iğrenç gülümsemene gülerdi.
Yüzündeki ifade değişti o sözden sonra. Sinirlenmişti. Aniden boğazına yapıştı ve bütün gücüyle sıktı. Nefes alamıyordum. Hiç ummadığım anda bir güç adamı geri itti ve adam duvara yapıştı. Bu neydi şimdi. Yoksa. Tahmin ettiğim şey olamazdı. Çünkü ben buna hazır değilim. Ve hiç olmayacağımda. Ama mecbur kalırsam. Buradan kurtulmanın tek yolu sanırım onu kullanmaktı. Fakat nasıl...
Adam bana doğru hafif adımlarla tekrar yaklaşmaya başladı.
- Ama insan kocasına bunu yaparmı. Çok ayıp.
Çok sinirli olduğu kesindi. Çünkü bunları söylerken bağırıyordu. Sonradan sözünü bitirip odadan çıktı. Buradan çıkmak için çözüm yolu arıyordum. Gücümü kullanmak istiyorum ama nasıl yapacağımı bilemiyorum tabii ki. Hiçbir farklılık hissetmiyordum. Duru'yu Başak'ı Açelya'yı ve Ada'yı çok özlemiştim. Pek fazla gücüm kalmamıştı. Çok yorulmuştum. Gözlerim hafiften kapanmaya başladı. Canım acıyordu. Uykum da gelmişti. Gözlerime hakim olamıyordum. Sanırım beni bulamayacaklardı. Umudum kalmadı ve gözlerimi kapadım ve yeni kabuslar doğru yola çıktım.  Belki rüyada olabilirdi ama sanmıyorum.

                              ..............

Açelya çantasını alıp içine bir kaç kitap atıp dışarı atıldı.

- Biz de gelmek istiyoruz, dedi Başak ve Duru.

- Hayır. Bu çok tehlikeli. Sizin öleceğinizi bilip de sizi yanımda götüremem, dedi Açelya.

- Açelya yerini buldum hadi gidelim, dedi Ada. Ama Duru ve Başak ısrarlarından vazgeçmemişlerdi. Açelya ve Ada' nın peşine takılıp yol aldılar. Tabii Açelya da kardeşlerimin inatçı olduklarını bildiği için bir şey demedi, diyemedi.

                              ..............

Etraf siyahtı. Ama burnuma güzel bir koku geliyordu. Sanırım bayıldım. Ölüm de diyebilirdim ama ölmek istemiyodum. Karşımda iki kişi duruyordu. Çok uzaktalardı. Onlara doğru yürümeye başladım. Çok tanıdık geliyorlardı. Bir saniye. Anne Baba...

                              ..............

- Yaklaştık mı?

- Açelya bu kaçıncı soruşun. Geldiğimizde görürsün. Biraz sabırlı ol.

- Ada, gerçekten ne kadar kaldı. Çok sıkıldım. Hem şu an Deniz ne halde kim bilir.

- Geldik mi?

- Sonunda uyandın Duru. Kış uykusuna yattın sandım.

- Bir susar mısınız?

- Geldik mi sen onu söyle bize.

- Geldik Başak. Rahatladın mı?

- Gerçekten mi? Hadi hemen Deniz'i kurtaralım.

- Durun orada biraz. Siz burada kalıyorsunuz. Aranızda burayı en iyi bilen benim. Kaybolursunuz filan. Hiç uğraşamam.

- Ben...

- Sen de olduğun yerde kalıyorsun Ada.

                              ..............

Gözlerim fal taşı gibi açıldı. Utanmıştım. Baygın olduğumu biliyordum. Etraf yine karanlıktı. İçimde garip bir his doğdu. Bir güç.....
Olabilirmiydi acaba. Bu sefer gücümü kullanabilirmiydim. Odaklanmaya başladım. Başarabilirim. Ben büssürü şeyin üstesinden kalkmış insanım. Evet, başarabilirim. Gözlerimi yumdum. Bağlı olduğum zincirleri kırmaya odaklandım. Önce hafif bir esinti sonra şiddetli bir fırtına. Gözlerimi açtım. Zincirler kırık yerde duruyordu. Başarmıştım. Gücümü kullanabiliyordum. Daha doğrusu rüzgarımı demeliyim.
Kapı kırıldı. Adam içeri girdi.

- Ne yaptığını sanıyorsun sen. Sen benim ilk gelinimsin. Gelinler böyle şeyler yapmaz.
Adam kafayı bozuştu geline. Dur... Mavi Sakal Ve Yedi Karısı. Nasıl aklıma gelmez.  İzlediğim tiyatrodan biriydi. Ama felaket olmadan durdurduğuma seviniyorum. Ya da hemen sevinmesem mi.
Saçından tutu. Çekerek beni başka bir odaya götürdü. Evet. Hemen sevinmemeliydim. Karşımda altı tane kız ve ben de yedincisi. Nasıl sonuncu olabilirim. Neyse buradan kurtulmalıydım. Gücüm aklıma geldi. Odaklandım. Ama yok. Yapamadım. Demek ki kullanmam için eğitim lazım. Sonra dışarıdan bağırma sesleri geldi. Adam kapıyı kilitledi.

- Hepsi senin suçun küçük bayan. Şimdi seni nasıl öldürmemi istersin.

- Bence bunu yapamayacaksın. Beni sevenler senin sevenlerinden daha çok bence. O yüzden kimseye zarar gelmeden bırak bizide gidelim yoksa senin ici bir kötü olacak.
Dedi ve kapı kırıldı. Açelya'ydı. Biliyordum. Beni kurtaracaklarını. Ama adam hemen yok oldu. Yine yakalayamamıştık. Sanırım benimle işi bitmedi. Diğer karşılaştığımızda onu kendi ellerimle yakalayacağım.

- Ben sana bir şeye bulaşma demedim mi? Ne inatsın ya. Ben seni hep kurtarmak zorundamıyım. Bir da......

-  Rüzgarı yöneltebiliyorum.

- Ne.

- Doğru duydun. Bu kızlarda benim gibiler. Onlarda bu adamın esiri sanırım. Kızlardan biri:
- O bize gelinimsiniz dedi. Sonraburaya kilitledi. Teker teker kızlar getirdi.

- Şimdi sizi kurtardık. Merak etmeyin. Bir daha böyle bir şey yaşamayacaksınız. Buna izin vermeyeceğim.

Dışarı çıktım. Ada kapının önündeydi. Koşarak sarıldım. Çok özlemiştim. Herkesi. Mutluydum. Sevdiklerime kavuşmuştum. Ama hayatım daha yeni başlıyordu.
 

                              

Tuhaf BelaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin