Çok Mutlu...

145 12 2
                                    

Bu beyaz ışığı görmeyeli uzun zaman olmuştu. Ve bana çok yaklaştın diyen kişileri. Pekiiiii. Şimdi onlar neredeler.

- Beyefendiiiii ve hanımefendiiii. Beni siz mi çağırdınız. Bakın buradayım. Ne diyeceksen çabuk diyin. Şuan öbür dünyada olmam gerek.

Hiç kimse ses vermemişti ve beyaz ışığın kuvveti daha çok artıyordu. İleride bir kapı vardı oraya doğru yürüdüm. Kapını yanına geldim ve kapıyı izlemeye başladım. Çünkü her yeri mücevherlere kapalıydı. Parlıyorlardı. Onlara dokundum. Elimi aşağa doğru sürdüm ve yuvarlak kapı kolunu tuttum tam çevirecekken. Arkamdan bir bağırma sesi geldi.

- Duuuur.

                    ..................................

Eylül'ü ağızından

- Eylül Ahsen 'e bir şey olmayacak demi. O kurtulacak demi.

- Ece sakin olur musun artık. O iyi olacak.

  Rana' yi hastaneye getirmiştik. Çünkü onun yanına gittiğimizde şuuru açık değildi. Ama kalbi atıyordu. Hemen ambulansı aradık. Ece'yi ambulansa bindirdikten sonra bende biniyorum ki kolumdan bir çocuk tuttu. Onu tanımıyorum ama bu okuldandı. Üniformalarımız aynıydı. Bana bir mektup uzatıyordu. Mektubu hızlıca alıp ambulansa bindim. Giderken pencereden çocuğa baktım ama görememiştim. Hastaneye vardığımızda hiç bir şey fark etmemiştim. Ama şuan fark ettim. Burası Hacer teyzenin çalıştığı hastaneydi ama onu hiç bir yerde görmedim. Şuana dek olanlar onun kulağına gitmiş ve buraya gelmiş olması gerekirdi. Abiside yoktu. Hemen danışmaya gidip sordum. Ama danışma bana öyle birilerinin çalışmadığını söyledi. Şok olmuştum. Ama onlar burada çalışıyordu. Onları görmüştük. Ayakta duramıyorum. Rana'nın bu durumu ve az önce olanlar beni yormuştu. Rana'nın kaldığı odaya geçtim. Her tarafından kablolar çıkıyordu. Bu hale geleceğimizi hiç düşünmemiştim. Dün gece olanlarıda bize anlatmadı. Onu kim kaçırdığını söylemedi. Sahi kaçırmak diyince Efe, Akın ve Berkay neredeydi. Yoksa. Hayır hayır. Böyle bir şey olamaz. Kulağıma bir çınlama geldi. Birazdan geçer diye bekledim ama geçmedi. Çevremden geliyordu. Durun. Bu.

- Doktooooor. Doktor yok mu yardım ediiin.

İçeri doktor ve iki hemşire gelmişti. Çınlama sesi Rana'nın kalbinin durduğunu gösteren cihazdan geliyordu. Hemen şok cihazıyla Rana' nın kalbini tekrar attırmaya çalışıyorlardı. Kapı sertçe açılıp içeri Ece girdi. Ona hemen sarılıp dışarı çıkardım. Eğer orada dursaydı doktorlara işini yaptırmaz bağırır ortalığı yıkardı. Çok fazla itmiş olmalıyımki ikimizde duvara çarptık. Ve yere çömeldik. Ece deli gibi ağlıyordu bense kendimi ağlamamak için zor tutuyordum. Ece'ye sakinleştirici verip bir odaya aldılar. Bende kafam dinlensin diye misafir odasına geçtim. Kimse yoktu. Koltuklardan birine oturup tanımadığım çocuğun verdiği mektubu açıp okumaya başladım.

Sevgili AREE GRUBU

Her şey çok karmaşık farkındayız. Ama her şey düzelecek. Acı bir sonla. Hemen üzülmeyin. Her zaman sizin yanınızda olacağız ve merak etmeyin o yaşayacak. Acı son ise. Bunu ondan duymanız daha iyi olacak. Benim söylemem uygun olmaz. Ama bunu ona sorarken sinirli olma. Çünkü oda size bunu nasıl anlatmak için çok düşündü. Nasıl anlatsam diye. Sakın ama sakın umudunuzu kesmeyin. Onun size ihtiyacı var. Sizinde ona...

Bune şimdi. Bunlar ne demek. Rana bize ne anlatacak. Ve acı son. Nasıl bir acı son. Bize nolucak. Gözlerim doldu. İçimde tuttuğum gözyaşlarını şimdi döküyordum. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordum. Yere oturup yere vurmaya başladım. Sinirliydim. Ama elimden hiç bir şey gelmiyordu. O sıra arkamdan biri bana sımsıkı sarıldı.

Tuhaf BelaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin