Gözlerimi hafifçe açtım. Başım çok acıyordu. Burnuma petrol kokusu geldi. İğrençti. O koku tam ayılmamı sağladı. Eski bir yatakta yatıyordum. Doğruldum. Karşımda demirlikler vardı. Demirliklere doğru yürüdüm. Dışarıda biri vardı.
-Uyanmışsın.
-Sen kimsin?
- Beni tanımadın mı? Çok ayıp ama.
Bu ses bir yerden tanıdık geliyordu sanki.
- Mavi Sakal.
- Bir an tanımadın diye çok korkmuştum.
Ama o benim gördüğüm Mavi Sakal değildi. Onun mavi bir sakalı yoktu mesela. Ve o yakışıklıydı. Ben ne diyorum ya.
-Yüzün...
- Maske.
Çok mantıklıydı. Maske takmış. Ve ben bunu yedim. Ama çok gerçekçiydi.
-Beni bir kez kaçırdın ve başaramadın. Neden peşimi bırakmıyorsun.
-Çünkü seninle evlenicem. Sen benim ilk gelinimsin. Unuttun mu?
-Unuturmuyum hiç. Hatta şunuda hatırlıyorum bne güçlerimi kullanabiliyorum.
- Hatalarımdan ders alıyorum ben. Sen değilim hep burnumun dikine gitmiyorum. O yüzden güçlerini burada kullanamazsın.
Uslanmaz bir kız olduğum doğrudur. Ben iflah olmam.
-Buradan kaçıcam biliyorsun değil mi.
-Evet.
-E niye daha böyle şeylerle uğraşıyorsun.
- Sarıyo.
-Kafamı buluyon.
- Hayır.
- İçtin galiba ne dersin.
-Hayır.
-Peki neden ben inanamıyorum.
-Bu konuşma seni daha çok çekici yapıyor.
-Susma hakkımı kullanıyorum.
-Bu benden korkuyorsun da susuyorsun anlamasına mı geliyor.
-Hayıııııır.
Ben napıcam. Burası neresi. Neden bir günümde normal geçmez ki. Okula bir gün gittik olanlar oldu. Acaba okuldakiler ne düşünüyor. Ben yine mi okul değiştiricem. Yeter ama. Bu sefer hiç değiştiremem. Artık ip inceldiği yerden kopsun. Acaba Eylül ile Ece'nin durumu nasıl. Biz bu bataklığa nereden saplandık. Hayatım hep ekşın. Artık yoruldum. Bu sefer beklicem galiba. Kılımı kıpırtadacak halim yok. Bu kokuda başımı iyi döndürüyor. Galiba kusucam.
.............................
Ece'nin ağzından
Bir sandalyede ellerim ve ayaklarim bağlıydı. Kafama bir şey örtülmüştü. Etraf kapkaraydı. Bir anda kafamdaki alındı ve şiddetli bir ışıklı karşılaştım. Gözlerim çok acıdığı için çok fazla gözümü kırpıyordum bu yüzden bir süre karşımda kim olduğunu göremedim.
-Görüşmeyeli nasılsın prenses.
-Akın???
-Hep böyle zekiydin zaten. Bensiz hayatın mutlu gibi gözüküyor. Özellikle Toprak ile.
- Kıskandın herhalde.
- Kıskandım. Ben burada acı çekerken sen gülebiliyorsun.
- Size demiştik bizimle çalışabilirsiniz diye ama siz acı çekmeyi tercih ettiniz.
Toprak kim derseniz. Ahsen'den sakladığımız sır. Normalde Alper'i adı Rüzgar, Mert Can'ın adı Ateş, Mert Ali'nin adı Toprak. Aslında bu isimler sakladığımızın sırrın en hafifi. Ahsen'i bekleyen sır ona çok ağır gelicek. Belki, belki de yıkılacak. Ama eminim ki o artık eski Ahsen olmayacak. O halkı için en iyisini yapmaya çalışan bir Ahsen olacak...
