Açelya bana kocaman gözlerle bakıyordu. Bende böyle bir durumun içinde olsaydım bende şaşırdım.
- Ne diyorsun sen? Kim dedi bunları sana?
- Kim mi? Ben öğrendim. Komutanla seni konuşurken duydum. " Kızları aldığımıza göre bu iş daha kolay olacak. Dünya bizim kontrolüne geçince...". Bunları duyduğumda pek şaşırmadım gerçi. Çünkü bende seni gibi bir ajanım. Buraya gelen kişilerde bizim takımımızda ki kişiler.
- Peki kardeşlerin.
- Onlar hologramdı. Nasıl, çok mu gerçekçiydi. Onları yapmak için elimden geleni yaptım. Emeğimede değmiş anlaşılan. Şimdi gitmem gerek. Daha konuşmak isterdim ama düşmanımı yok etme planları bulmalıyım. Görüşürüz.
- Yalnız uzayın tam ortasındayız. Oksijen yok, dünya bulunduğumuz yerden kaç ışık yılı uzaklıkta. Yani buradan kurtulamassın.
- Telefon
- Ne
- Telefon işte. Eylül ile Ece' yi çoktan aradım. Beni almaya gelecekler. Sen canını sıkma. Odadan dışarıya çıktım. Uzun koridor boyu yürüdüm. Çıkış kapısına ulaştım. Ve benim takımı beklemeye başladım. Birkaç dakika sonra geldiler. Haa. Bu arada söylemeden geçemeyeyim ben Ada' yı gerçekten sevmemiştim. Hepsi formaliteden. Zaten çocuk tipim değil. Benim âşık olduğum kişi Berkay. O da bizim tarafımızdaymış. Bunu okulda tanıştıktan iki gün sonra öğrendim. Zaten Berkay' a da okuldan bir gün sonra âşık olmuştum. Şanslıyım. Ama bütün kızlar peşinden koşuyorum. Ahhh işim çok zor. Herneyse ona zaman harcayarak vaktim yok. Benim kurtaracak bir gezegenim var. Çıkış kapısı açıldı Gelenler benden daha güzel olan iki arkadaşımdı. Neden bunu söyleme gereği duydum bilmiyorum ama onları her gördüğümde bunu düşünüyorum.
- Özlettin kendini, dedi Eylül.
- Benim işim bu güzelim.
- Ahsen.
- Efendim Ece.
- Yok bir şey sadece bu ismi söylemeyeli uzun süre olmuş. Seni çok özledim. Artık kavuştukya bu ismi hep söyleyebilirim.
- Ece o benim ismim her yerde durmadan söyleme.
Sonra ikisinede birden sarıldım. " Ben de sizi çok özledim."
Arkadan iki yakışıklı gözüktü. Bu erkeklerde Berkay' ın arkadaşlarıydı. Berkay ve grubu diğer kişilerden yüksek rütbeliler ama bizden yüksek rütbeli değiller. Buna hayatta izin vermem.
Bizimde uzay gemimiz vardı tabii ki.(Düşmanlarımızınkinden bin kat daha güzle ve iyi) Herkes içeri geçti. Gemiyi sürmek için ön koltuğa oturdum. Ve boş bir tarlaya rotayı oluşturdum. İnsanlar gördüklerinde uzaylı sanarlar inşallah. Herkesin güvenliğinden emin olduktan sonra uçağı havalandırdım. Ve varış noktasına vardım. Etrafta insan yoktu. Gemiyi hemen görünmez yaptım. Herkesi gemiden indirdikten sonra bizde indikten sonra evlere dağıldık. Bizim evi anlatacak olursam bütün zenginlere taş çıkartır. O kadar şaşalı ve güzel bir evimiz var. Biz derken Ece, Eylül ve ben. Üçümüz aynı evde yaşıyoruz. Önemli bir sorunda birbirimizin yanına olmamız gerekiyor. Bunun içinde bu çözümü bulduk. Lucy diye bir dijital arkadaşım var. Aslında kişisel asistan gibi bir şey. Kendi iradesi var. Ona ben karışmıyorum ama emirlerimede karşı gelmiyor. Eylül' ün Artemis Ece' nin ise Kety. Evimizin her yerinden teknoloji akıyor. Bunlara anlatamayacağım. Vakti geldiğinde anlatırım.
- Rana, hadi senin için hoşgeldin partisi yapalım. Eylül bana her zaman Rana der, Ece ise Ahsen. Bunu bilmek zorundayım çünkü benim düşmanım bol. Ve anlamak içinde bunu kullanıyorum.