Uzay aracının yanına geldik. Kocamandı. Simsiyah. Pasparlak. Kısacası mükemmel. İçine girdik. Dışarıdan ki görüntüsüne göre içerisi daha büyük. Serin ve rahattı. Benimde buna ihtiyacım vardı. Yeni bembeyaz bir sayfaya.
- Açelya benim acilen bir yere gitmem gerek.
- Tamam ama fazla uzun sürmesin. Birazdan havalanacağız.
- Sağol
Mezarlığın yolunu tuttum. Babama veda ettim. Anneme de veda etmek isterdim ama o buradan çok uzakta. Yine de beni duyuyorsan anne kızın bundan sonra aklını başına toplayacak.
- Buraya geleceğini biliyordum.
Arkamı döndüm. Karşımda Berkay vardı.
- Burada ne işin var senin. Özel hayata da saygı kalmamış artık.
- Ondan değil. Havalanacaktıkta seni çağırmaya geldim. Yanlış anlama.
- Anlasam ne olur ki zaten bundan sonra. Neyse artık gidebiliriz.
Güçlüyüm. Arkamda beni destekleyen büssürü insan vardı. Korkmam için bir sebep yok artık. Ağlamak içinde. Yeni bir sayfa yeni bir hayat. Ve yeni güzel anılar. Ben hazırdım. Neyle karşılaşacağımı bilmesemde her türlü şeye karşı hazırım. Buradaki serüvenlerim bana bunu öğretti. Eminim ki gideceğim yerde daha fazlasını öğreneceğim. Bu yüzden hazırım. Araca bindik. Gideceğimiz yeri az çok anlamaya başladım. Uzayda bir yerde. Yeni bir gezegende ya da yörüngede ama kolay bir yer değil. Bir çok zorlukları olan bir yer. Artık uzun bir yolculuğa çıkmaya hazırdık. Havalandık. Herkes yerlerinde olduğuna emin olunduktan sonra bütün hızla gökyüzüne doğru uçmaya başladık. Bir kaç saat sonra uzaydaydık. Uçsuz bucaksız bir yer. Kapkaranlık. Sadece Güneş'in etrafı aydınlık. Dünya'ya hiç yukarıdan bakmamıştım. Yaşadığım gezegen gerçekten çok güzel. Ama biz onun maalesef değerini bilemiyoruz.
- Herkes dikkatli olsun iniş yapacağız.
Pencereden dışarı baktım. Upuzun bir gemi (uzay). Uzay araçlarının inmesi için geniş bir alan vardı. Herkese küçük bir alet verdiler. Nefes almamıza yardımcı olacaktı sanırım. Ama biz astronot kıyafeti giymiyorduk. Bu nasıl iş anlamadım. Araçtan aşağıya indik. Kafamı sola çevirdim. Bir de ne göreyim. Evimiz.... Gerçekten gelmiş. Sanırım ona bağlandım. Çünkü gelmesine çok sevindim. Yoluma devam ettim. Bir çok ülkeden insanlar vardı burada. Hepsi de yeteneklidir
de. İçerisi göz alıcıydı. Odalar boyu ilerliyordu. Herkese bir oda verdiler. Odamın penceresinin arkası kapakaranlıktı tabii ki de. Ama bir o kadar huzur dolu. Buraya görevlerimizi yerine getirmek için çalıştırmaya getirmişler. Görevimiz: Dünya'yı Kurtarmak...
![](https://img.wattpad.com/cover/155174087-288-k660941.jpg)