Etraftaki herkes şaşkındı. Özellikle işçiler. Çünkü kaç saattir açamadıkları kapı kendilerinden küçük bir kızın kuvvet uygulamadan kapıyı açtığını gördüler. Herkesin aklında ki soru " Bu kız kim?" Kapı ardına kadar açılmıştı. İçerisi aynı bıraktığım gibiydi. Ben bu ev hakkında pek fazla bir şey bilmiyorum. Ama Açelya biliyor. Bir an önce Açelya ile konuşmam gerek. Ne kadar düşman olsakta bir geçmişimiz var sonuçta. İçeri girdim. Girdikten sonra kapı büyük bir gürültüyle kapandı. Dışarıdan insanların şaşırma seslerini duyabiliyordum.
- Rana biz dışarıda seni bekliyor olacağız. Merak etme.
- Evet evciğim. Seni özledim. Ya sen. Sanırım konuşabiliyorsun. O zaman merak ettikleri mi sormaya başlayayım. Sen beni neden istiyorsun.
Televizyon açıldı. Herhalde böyle iletişim kuracağız. Televizyon bana şunu dedi- Çünkü sen özelsin. Geçmişin zorluklarla geçmiş ve sen hâlâ güçlüsün. Azimlisin. Bu yüzden seni istiyorum. Benim hakkımda daha fazla şey öğrenmek istiyorsun. Anlıyorum. Öğreniceksinde. Ama bu biraz zor olacak. Yardım istersen merak etme her zaman yanında olacağım. Buna gerek yok sanırım. Kendine dikkat et. Bir daha karşılaşıcağız.
- Evet, seni merak ediyorum ve senin hakkında bilgiler toplayacağım. Asıl sen merak etme. Sahibin çok iyi bir kız. Peki Açelya ile ne alakan var.
- ...
- Ev
- ...
- Evciğim
Sanırım bir soru hakkım vardı. Ondan da bir çok bilgi öğrendim.
- Pekala ev tekrar görüşmek üzere.
Bunu dedikten sonra kapı açıldı. Dışarı çıktım. Hava kararmıştı. Eylülgil arabada oturuyordu. Beni görünce arabadan çıktılar.
- Ahsen iyi misin. Niye bu kadar uzun sürdü. Bir şeyin yokya.
- İyiyim ben. Çok yoruldum o kadar. Eve gitmek istiyirum. Arabama atladım. Berkay vardı.
- Çok beklettim mi?
- Efendim.
- Arabada durduğuna göre beni bekledin.
Güldü. Nedense kalbim hızlıca atmadı. Hislerim değişmeye başladı.
- Şaşkınsın demi.
- Niye.
- 5 dakika kalmana rağmen hava karardı.
- Evet ya. Niye öyle oldu ki.
- Orada geçen zaman dışarıda geçen zamandan daha yavaş. Bu yüzden dışarı çıktığında hava kararmıştı.
- Sen nereden biliyorsun.
- Kitaptan.
- Ne.
- Kitaptan okudum.
- Bu kitabın adını bana söyle de alıyım. Evimin hakkında daha çok bilgiye ihtiyacım var.
- Satılan türden bir kitap değil bu.
- Sen nasıl buldun.
- Annem vermişti. O zamanlar okuma bilmiyordum. Öğrendiğim zaman ilk o kitabı okudum. Beni o kadar etkilemişti ki tekrar tekrar okudum ve ezberledim.
- Annen nerede şimdi. Tanışmayı çok isterim.
- Ben de bilmiyorum. 8 yaşından sonra bana iş seyehatine gidiyorum diye evden gitti bir daha da geri dönmedi.
