- Ne diyorsun sen. Kafana saksı mı düştü. Yoksa. Benimle kafa buluyorsan Berkay külahları değişiriz.
- Hayır, şaka yaptığım yok. Benim için bir süreliğine sevgilim ol.
- Nedenmiş o.
- Bak ailem yarın geliyorlar.
- E gelsinler. Bir zahmet sizi de alıp götürsünler.
- Rana beni düzgünce dinler misin.
- Çabuk anlat.
- Buraya gelme niyetleri beni evlendirmek. Yanlarında bir kız getiriyorlar. Ama ben onunla evlenmek istemiyorum.
- Başkası olsa evleneceksin yani.
- Ne alakası var. Dediklerimi biraz ciddiye al. Onlar bunu bilmediğimi sanıyorlar. Lütfen bana yardım et. Söz, sana kitabı vericem ama bu şartımı kabul edersen.
Bu olay saçma bir hâl almaya başladı. Kitabı almam gerek. Ama onu istediği de normal bir şey değil. Yüzüne bakınca zor bir durumda olduğunu görüyorum ama...
- Tamam, kabul ediyorum. O kitaba çok ihtiyacım var. Yarın son eğitim var. Sabah erkenden çıkar kitabı alır sonra eğitime gideriz.
- Çok teşekkür ederim. Bu arada evinizde rahatsızlık verdiğimiz için de özür dileriz.
- Önemli değil. Bizim içinde değişiklik oldu. Hadi aşağıya inelim. Olanları onlara da anlatmalıyız.
Aşağıya indik. Efe ile Akın televizyon izliyordu. Eylül ile Ece' de yemek hazırlıyordu.
- Öhö öhö. Berkay size bir şey anlatacak.
- Ben mi?
- Evet.
- Ama...
- Sen istedin sen açıklayacaksın.
- Pekala.
- Ahsen önemli bir şey yok demi.
- Hayır. Berkay sadece yarın oynayacağımız oyunu anlatacak.
- Ne oyunu.
- Berkay, sahne senin.
- Yarın ailem geliyor.
- Ne güzel. Onlarla da tanışırız. Onlarda bizde kalır. Ev kervansaray zaten. Gelen geçen buraya geliyor.
- Eylül, beni dinleyecek misin.
- Tamam tamam devam et.
- Niyetleri beni evlendirmek. Bana yardım etsin diye Rana'ya bir teklifte bulundum.
- Nasıl bir teklif bu.
- Yarın benim sevgilim olarak rol oynayacak.
- Oha(herkes bir ağızdan)
- Ben Berkay'dan bir şey istedim o da vermek için bunu yapmamı istedi. Bende kabul ettim. Size de haber verelim ki oyunu bozulmasın.
- Ahsen.
- Efendim Ece.
- Berkay'dan tam olarak ne istedin.
- Kitap.
- Derdin kitapsa biz sana alalım Rana.
- Bulması kolay olsaydı bu teklifi kabul etmezdim Eylül. Hem oyun demişken SD' nin son zamanlarına geldiniz.
- Haklısın oyun tamamen aklımızdan çıkmış.
- Bu ne demek oluyor. Efe ile sevgili olmayı istiyorsun herhalde.
- Olsaydık fena olmazdı.
Efe gözlerini fal taşı gibi açıp Eylül'e baktı. Yanakları kızardı. Ben olsam herkesin ortasında böyle bir şey söyleyemezdim.
- Bence de, dedi Efe. Herkes " oooo" lamaya başladı. Efe ayağa kalktı. Eylül'ün yanağına gidip yanağına sıcak bir öpücük kondurdu. Oğlama seslerine alkışlarla katıldı.
- Hadi bunu pişen yemeklerle kutlayalım. Yarın sona eğitim var. Güçlenmemiz lazım. Sonrası maalesef okul. Neden normal okula gittikten sonra eğitim görmüyoruz ki.
- Yakınmayı bırakta ben çok acıktım. Hemen yiyelim. Herkes erken yatacak. Erkekler bir müddet daha bizimle kalacaklar.
Yemekleri yedikten sonra odalara çekildik. Eylül ne kadar mutludur kim bilir. Neyse artık uyumalıyım. Yarın çoooooooook işimiz var çok.
