Rüzgar'ın ağzından
Bizi boş bir tarlaya attılar. Yanımızda iletişim kurmak için hiç bir alet yoktu. Ve buranın bir çıkışı yok gibi gözüküyor. Ama bir yerden başlamak zorundayız. İlk önce yola çıkıp kenardan yürümeye başladık. Bir süre ilerledikten sonra bize doğru gelen bir traktör gördük. Toprak birden traktörün önüne atladı. Ateş onu son anda çekmeseydi adaşının altına emanet ederdik. Adama şehra nasıl gideceğimizi sorduk. Ama buraya çok uzakmış. Şansımıza adamın yarın şehirde işi varmış bu yüzden bizi evine davet etti. Burada bir şey yapamayacağımız için kabul ettik. Biz nasıl bir çıkmazsın içine girdik. Ne güzel Ahsen'e her şeyi anlatacaktık. Belki mutlu olmazdı ama üstümüzden büyük bir yük kalkacaktı. Şimdiyse bilmediğim bir yerde. Belkide ölümün pençesinde. Ama ne olursa olsun bekle beni. Seni kurtaracağım.Eylül'ü ağzından
Kapkaranlık bir odadaydım. Elim ve bacaklarım bağlıydı. Kulağıma kapı açılma sesi geldi. Sonrasında ışık açıldı. Refleks olarak gözlerimi kapattım. Bir süre sonra açtım. Karşımda Efe duruyordu.
- Burası neresi?
- Sevmeyeceğin bir yer.
- Onu anladım. Bizden daha ne istiyorsunuz?
- Benim sizden istediğim bir şey yok. Mavi Sakal ne derse onu yapıyoruz.
- Neden onun emri altında çalışıyorsunuz?
- Ben de böyle şartlar altında çalışmak istemiyorum. Özellikle sana. Ama bakıyorum da seni beni unutmuşsun. Bu beni üzdü. Birilerini hep ben terk ederdim. Bu sefer terk edilen oldum.
- Sana benimle gelebilirsin dedim. Sen dinlemedin. Bu yaşamı sen seçtin.
- Hala seninle gelebilir miyim güzelim? Yine biz olabilir miyiz?
- Seni seviyorum. Ama arkadaş olarak.
Yüzündeki sakin ifadenin yerini sinirli bir yüz aldı.
- Ama Ateş'i arkadaş olarak sevmiyorsun.
- Bu seni ilgilendirmez.
- Gayette ilgilendirir. Sen benimsin tamam mı?
- Boş hayaller kurma.
Bunu dememle sağ yanımda bir sızı hissettim.
- Ben çok özür dilerim güzelim. Niyetim sana zarar vermek değil.
- (Bağırarak) Bana güzelim deme.Benim ağzımdan
Bu koku nefes almamı iyice zorlaştırmaya başladı.
- Nefes alamıyorum.
- Alışırsın.
- Öldükten sonra mı?
- Ölmene izin vereceğimi sanmıyorsun herhalde.
- Lütfen temiz hava almama izin ver.
- Kaçarsan.
- Kaçmıyacağım.Parmaklıklar doğru gelmeye başladı. Şimdi bu Kaçmıyacağım inandı mı? Şuan inanmış gibi gözüküyor. Kapının kilidini açtı. Bütün güzümle koşmaya başladım. Odada sadece bir tane kapı vardı. Kapıyı açıp dışarı adım attım. Ama bir tuhaflık vardı. Burası beyaz ışık saçıyordu. Dikkat li bakınca karşımda gezegenleri gördüm. Arkamı döndüm. Önümde kocaman büyülü ihtişamıyla dünya duruyordu. Güneş'i de gördüm ama tek bir şeyi göremedim;AY'ı