Kaleo-I Can't Go On Without You,lütfen söylediğim yerde dinlemeye başlayın medyaya bıraktım.
-
"Kalk!Kalk!Kalk!"
Yatakhanede yankılanan gür ses ve ranzalarımıza vuran el beni rüyamın içinden almış gerçek hayata namlusundan ayrılan kurşun gibi bırakmıştı. Ayazın içine düşmüş gibi üşümüştüm bir anda ve hızla doğrulmuştum yattığım yerden.
Etrafıma bakınırken bir anda yeniden yükselen sesle kollarımı başımın etrafına sardım. İşgal edilmiş gibi hissediyordum. Sanki birazdan birisi kafama dayadığı silahıyla dağıtacaktı beynimi.
"Uyan!"
Seungcheol'ün sesi herkesi ayağa kaldırırken henüz günün aymadığını,kollarımın ardından gördüğüm saate bakarak anlamıştım.
"Göreve gidiyoruz kaldırın kıçlarınızı!"
Ve çıkıp gitmişti yatakhaneden. Gecenin ikisinde,bir avuç adamı uykusundan kaldırmış ve göreve gideceğimizi söylemişti. Üst ranzadan düşmemeye özen göstererek indiğimde kargaşanın içinde bir süre beklemiştim,beklemek zorunda kalmıştım... Gözlerimin ışığa alışmasını,Taehyung'un yataktan kalkmasını beklemiştim,idrak etmem biraz uzun sürmüştü bu sefer.
Taehyung'un gözlerini açmaya çalışmasını ve ileride düşmeden pantolonunu giymeye çalışan Yugyeom'un sızlanışını izlemiştim birkaç saniye boyunca.
Jongin ve Sehun hızla üstlerini değiştirirken Taehyung'u elinden çekip onu kendi dolaplarımızın yanına sürükledim.
"Uykum var." Diye sızlandı gözlerini yumruk yaptığı elleriyle ovuştururken.
"Daha yeni uymuştum." Dedim ben de üstümdekileri çıkartıp göreve giderken giydiğimiz kıyafetleri giymeye başladığımda.
Ayakkabılarımın bağcıklarını bağlamaya başladığımda yeni yeni uyanıyordu zihnim.
"Yanımdan ayrılma." Diye söyleniyordu Taehyung.
İçimde kötü bir his vardı. Ciddi anlamda yüreğimi sıkıştıran ve beni tedirgin eden bir histi bu ve hiç iyi hissettirmiyordu.
"Sen yanımdan ayrılma asıl. İçimde kötü bir his var zaten."
"Bu saatte göreve gittiğimize inanamıyorum." Jongin sızlanarak söylendiğinde Sehun güldü.
"Adına davetiye mi gönderseydi adam?" Sehun üzerine çelik yeleğini ve teçhizatının geri kalanını geçiriyordu.
"Planlamadık hiçbir şeyi." Dedi Jongin ters bir şekilde.
Ve Sehun yine güldü.
"Bir de Mavi olacaksın... Yazık."
Ardından yatakhaneden çıkıp gitmişti arkasında sinirlenmiş bir Jongin ve karmaşada kaybolmuş bir ben bırakarak.
Sonunda hazırlandığımızda,Taehyung'un ve Yugyeom'un çelik yeleklerini giydiklerinden emin olduktan sonra,hiçbir şeyden haberimiz olmadan yukarıya çıkan merdivenleri tırmanmıştık.Eğitimim alanının ortasında Jungkook ve tüm Alfa'lar hazır bir şekilde duruyordu. Yoongi gözlerini benim üzerimden ayırmadan yanında konuşan Jackson'ı onayladığında başına kaskını geçirdi ve arkalarında duran zırhlı arabaya bindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UNIT : BLAꓛK | MYG × PJM
Fanfiction"Toprak kadar."diye fısıldadı Min Yoongi sevgilisinin gözlerinin içine bakarken. "Canım pahasına." diye yanıtladı onu Park Jimin,bir öpücüğü paylaşmak için dudaklarına uzanırken Yoongi'nin. - myg×pjm. -