21.Bölüm

4.7K 391 249
                                    

Canım evlatlarım, anneniz geldi.🌳🍊

Özür dilerim sizi çok uzun zaman yalnız bıraktım ama gerçekten, başım hiç boş kalmıyor aşklarım.

Üniversitenin bu denli zor olduğunu hiç düşünmemiştim. Tatile girdiniz diyorlar, başımda hala yapmam gereken yüz elli sayfa ödev var ve bunun yarısı çeviri, bilmeyenleriniz için ben Fransız Dili ve Edebiyatı okuyorum, hazırlık sınıfıyım ve bir dili en baştan öğrenmek o kadar zor ki...

Sizden gerçekten özür dilerim aşklarım, isterdim ki daha sık bölüm atabileyim, hayır isterdim ki yazacak zamanım olsun da size bölüm atabileyim. Ama gerçekten hiç vaktim olmuyor. Çok özür dilerim sizden.

Beni tatmin etmedi ama elimde olan tek bölüm bu. Umarım beğenirsiniz, sizi seviyorum, anneniz sizi çok özledi.

Keyifli okumalar♥

-

Boynumda,şakaklarımda gezinen narin parmaklar, saçlarımı  ağır ağır okşuyor ve beni, içinde boğulduğum yorgunluktan kurtarıyordu.

Parmak uçlarıma güneş değiyordu ki sımsıcaktı, ya da Yoongi tutuyordu onları,emin değildim.

Burnum dünyanın en güzel kokusunu ciğerlerime taşıyordu, en narin ten , en kutsal tendi aynı zamanda ve öylesine benimdi ki, gülümsetiyordu benim oluşu.

Gözlerimi hafifçe aralamak istedim ilk önce,ardından boş verdim. Usul usul tenime değen dudaklarının kokusunu alabiliyordum ve sızlayan bedenime nasıl da iyi geldiğini hissediyordum Min Yoongi'nin. 

"Güzelim," sabah  mahmurluğu sesine öyle güzel yakışmıştı ki, istemeden dudaklarıma yayıldı içimde ki mutluluk.

Gözlerimi ağır ağır, karşımda ki mucize için araladım.

"Bebeğim," Yoongi'nin her zamankinden daha yumuşak sesi sabah sabah içime akıyordu.

"Yoongi'm." dedim yavaşça.

"Jimin'im," dedi parmak uçları saçlarımı ağır ağır geriye tarıyordu. 

Yoongi bana öyle bir bakıyordu ki, incitmek istemiyordu sanki. Gözleri ile seviyor, beni gözleri ile var ediyordu, insanların yok olmalarına alıştığı dünyasında. 

"Günaydın." dedim hafifçe, gün onun yanındayken ayacaksa  böyle her seferinde, hiçbir şekilde gelmesin gece. Tek dileğim onun yanında olmaktı.

Göğsümde bir cihanın acısı vardı ve güneyi bedenimin yanıyordu acıdan. Ama bunlar, ben Min Yoongi'nin gözlerine bakarken önemsizdi. Onun toprak kahveleri acılarıma bedel, onun yansımamı görebildiğim gözleri kalbimin sesiydi.

"Güzelim," dedi usulca sabah sesi. Hafifçe eğilip ona sokuldum. Parmakları alnıma düşen saçlarımı geriye doğru itiyordu ve sabah olmasına rağmen etrafta ki loş karanlık en güzel çıplaklığını bize sunuyordu.

Sahi, çıplaktık ikimizde. Ya da aşklarımızı giyinmiştik emin değildim, emin olduğum tek şey, artık bakir olmayan kalbim ve vücudumun istediği, ve izine sahiplik yaptığı tek şey Min Yoongi olduğuydu.

UNIT : BLAꓛK | MYG × PJMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin