-
"Nasıl hissediyorsun?" Taehyung başımda dikiliyordu, akşam üzeriydi ve ben yataktan çıkmak istemiyordum.
"Bilmiyorum,ölümden dönmüş gibi belki ?" dedim yüzüne bakarak.
"İşimiz bu değil mi zaten?" dedi o da hafifçe gülümseyerek.
"Bilemiyorum Tae, neredeyse hayatım boyunca ölüme ve ölümün getirdiklerine hazırlandım.Nasıl ölebileceğime dair yüzlerce yol biliyorum ve eğer, çatışma esnasında ölmezsem bana çöp diyeceklerini biliyorum. Ölümü öğrettiler bana,bize. Ama hiçbir zaman bu kadar korkunç olabileceğini söylemediler. Hiçbir zaman bize, kaybolacağımızı söylemediler."
Zihnime karanlık düşüyordu. Her bir kıvrımına, her bir hücreme düşüyordu karanlık,ölüm düşüncesiyle. Yanaklarımdan akan sıcaklığa engel olmadan konuşmaya devam ettim.
"Bize, beyaz bir ışıkla karşılaşacağımızı söylediler ama kimse yoktu orada Taehyung. Ne bir ışık, ne de bir his. Hiçbir şey yoktu. Ben, kaybolmuştum."
Taehyung elini omzuma koydu, bana destek olmak istediği belliydi her halinden ama ben onun desteğini değil,Yoongi'nin sıcak kucağını istiyordum. Güçlü kollarını ve kahverengi gözlerinde ki şefkati istiyordum.
"Geçti." dedi Taehyung, yattığım yerden doğruldum ve ona sarıldım.
Eğitimlerimizde bize, travma geçiren kişiye dokunmamamız söylenmişti ve Taehyung bana dokunarak bu kuralı kırmıştı ve ben de ona sarılarak bir travma da olmadığımı gösteriyordum.
"Ölmeyeceğinden emindim." Parmakları saçlarıma tırmandı.
"Kunpimook'u çıkaracağını biliyordum, arkandan bizde gelmek istedik ama Alfa Kyungsoo hiçbirimize izin vermedi. En sonunda Yoongi herkese küfür edip suya atladı. Seni çıkardığında Kunpi'yi hemen Jackson aldı ve Yoongi herkesi uzaklaştırıp direkt olarak sana yoğunlaştı. Başında o olduğu için endişe bile etmedim. Çünkü sana , her şeyiymişçesine bakıyordu. Sonrasını biliyorsun, bizi gitmemiz için zorlayan da Kyungsoo'ydu."
Sinirle ondan ayrılıp burnumu çektim.
"Şu yerden bitme!" Öfekliydim ve öfkelenmekte haklıydım.
Tanrım onu öldürmek istiyordum resmen.
"Bugünü tatil ilan ettiler. Kunpimook hala hastanede onu görmeye gitmek ister misin?"
Başımı olumlu anlamda salladım ve bunu sözlü olarak ifade edecekken başka bir ses duydum.
İçimi titreten bir ses.
"Hayır, bugün hiçbir yere gitmiyorsun."
Min Yoongi, siyahlar içinde, kapıya yaslanmış bir halde bana, bize bakıyordu.
"Taehyung dışarı."
Taehyung bir şey demeden dışarı çıktı, çıkarken kapıyı ardından kapattı ve Yoongi, nedenini anlamadığım bir halde kilitledi kapıyı.
"Kara Keçi," dedi puslu sesi ile.
"Nasılsın?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UNIT : BLAꓛK | MYG × PJM
Fanfiction"Toprak kadar."diye fısıldadı Min Yoongi sevgilisinin gözlerinin içine bakarken. "Canım pahasına." diye yanıtladı onu Park Jimin,bir öpücüğü paylaşmak için dudaklarına uzanırken Yoongi'nin. - myg×pjm. -